Ekranların sevilen yüzlerinden her ay bir portre ile sizleri buluşturmak gelenek oldu artık, portrenin yanında başarısının sırrını irdelemek de elbette. Bu kez ibre Ulan İstanbul’un bıçkın Yaren’i Şebnem Bozoklu’yu gösteriyor. Canım Ailem’in Meliha’sı olarak geniş kitlelerce tanınsa da ekran macerası Selena dizisine kadar dayanıyor. Emret Komutanım ve Derman dizilerinde rol aldığını hatırlattığımda “nasıl fark edememişiz” dediğinizi duyar gibiyim. Canım Ailem’den sonra Bizim Yenge ve Cesur Hemşire dizilerinde Şebnem Bozoklu adını gördüğümüzü belirtirken gelin ünlü oyuncunun başarısının sırrını irdeleyelim diyorum…
Şebnem Bozoklu yaşıtlarıyla değil, Perran Kutman, Binnur Kaya, Füsun Demirel gibi deneyimli oyuncularla kıyaslandı ve kıyaslanıyor. Elbette bunda tanındığı projede yaşı büyük bir karakteri canlandırmasının etkisi olsa da bu isimlerin anılmasının bir nedeni de sıcak diziler ile özdeşleşmesi oldu. Bizim Yenge de Ulan İstanbul da bu açıdan bakıldığında denklemi tamamlayan öğeler. Adı geçen ancak anlaşılamayan aksiyon ve dram projeleri olduğunu da belirtirken Karagül’ün ilk castında yer alan ismin Bozoklu olduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum. Her ne kadar ısınamadığım Cesur Hemşire gibi bir projede yer alsa da genel anlamda aynı hedef kitleye uygun iş seçimleri yapan Bozoklu, her ismin bir marka olduğu varsayımıyla ilerlersek doğru bir marka konumlandırması yapıldığının örneği. “Cebimde daha çok yetenek var” dercesine Soğuk adlı filmde ve Festen gibi pek çok farklı oyunda yeteneklerini sergileyen oyuncunun ekranda ise birbirini anımsatan daha doğrusu birbirinden referans alınabilir işlerde rol almasının tesadüf olmadığını ve doğru menajerle buluşmanın sonucu olarak karşımızda olduğunu düşünüyorum.
“İdeal Kadın”: Yaşasın Kıvrımların Yükselişi
Mankenden oyuncu olur mu tartışmaları hatırlarsınız, aslında bu tartışmanın varlığı bile ekranda yer alan fiziksel imajın göstergesiydi. Yıllar içinde aşka layık görülen, en büyülü aşk hikayeleriyle idealleştirilen kadının bel ölçüsü giderek küçüldü. Televizyonun idealize ettiği kadınlar magazin figürleri olarak yıllar içinde verdikleri kiloları yarıştırdılar, bikinili görüntüleriyle selülit avcısı kameramanların objektifine gülümseyerek poz verebilmek için spor salonlarında sabahladılar. Kıvrımlı hatlara sahip kadın ve erkekler diziler içinde bile kilolarıyla konu edildi, Baskül Ailesi buna net bir örnektir. Şebnem Bozoklu sıfır beden trendinin yükselişini sürdürdüğü ekranlarda tam da Hollywood’da 32 beden tartışmasının yaşandığı günlerde Meliha gibi bir başrolle adeta izleyicinin güzellik beklentisinin TV’nin idealize ettiği gibi olmadığını gösterdi. Sosyal medyada adına yazılan her 3 iletiden birinde “güzel kadın” olarak betimlenen ünlü oyuncu, Canım Ailem’den sonraki projelerinde aşık olan ve olunan kadın olarak da ekrana geldi. 38 beden bir kadın oyuncunun neredeyse olmadığı TV dünyasında kıvrımların çekiciliğini ilan etti ve Canım Ailem’de yaşından büyük bir kadını canlandırmasına rağmen başarılı oldu. Sempatik halleri, yeteneği ve tam da bahsettiğim ideal kadın imajına ters düşen kıvrımlarının da etkisiyle erkekler kadar kadınların da övgüsüne nail oldu.
Twitter’ın Pembe Bisikletli Şebnem’i Instagram’ın Selfie Kraliçesi
Yüzümüzü güldüren pek az işin ekranda olduğunu vurgularken bir elin parmağını geçmeyecek sayıda adının yanında oynadığı işler sayılabilir oyuncu olduğunun da altını çizmek istiyorum. Şebnem Bozoklu bugün adının anıldığı işin yanına izleyicinin baştan bir gülücük kondurabileceği bir oyuncu. Özellikle sosyal medya kullanıcılarının etkileşimleri bize bunu söylüyor ve tek bir karakter olmaksızın bunu başarabilen pek az örnek var. Yani Yaren’in Meliha ile alakası olmaması ama Şebnem Bozoklu’nun her iki karakter ile de akılda kalacak olması izleyicinin herkese lutfedeceği bir kariyer değil. Elbette sosyal medyada aktif olmasının da etkisi burada çok büyük. İzleyici sosyal medyadaki Şebnem’e de sempati duyuyor yani ekranda özenle seçilen aynı hedef kitleye odaklanan işlerin yanında sosyal medyada da temsil edilen Şebnem Bozoklu adı, “markası” etkileşim halindeki kitlenin beğeni butonunu zorluyor. Ekranda pavyon şarkıcısı Yaren, sosyal medyada pembe bisikletli, selfie kraliçesi Şebnem ile gönülleri feth ediyor Bozoklu.
Replik replik hatırlanan roller oyuncu kadar elbette senaristlerin de başarısının vesilesi oldu. “Samiiimmm seni öldürürüm” seslenişi hala kulağınızda eminim veya Yaren’in yaratıcı küfürleri her hafta kelime haznenizi genişletiyor şüphem yok. Ancak bir de bu kelimeleri somutlaştıran mimikler var ki… İşte onlar için Şebnem Bozoklu’yu ayakta alkışlamak gerekiyor. Yahu Şebnem hakkında söyleyebileceğin hiç mi kötü bir şey yok diyenleriniz olabilir. Elbette var, bu bir övgü değil portre analizi. Biraz pazarlamadan, marka konumlandırmasından anlayan herkesin söyleyebileceği gibi olmadığına şükrettiğim Karagül Şebnem Bozoklu için bence yanlış bir tercihti, keza zorlama bir komedi olarak andığım Cesur Hemşire de öyle. Ancak Ulan İstanbul ve Yaren her iki işi de izleyicinin hafızasından silebildi bence.
Viral videolarla sosyal medya fenomeni haline gelen pavyon şarkıcısı Yaren de Meliha gibi kalıcı olacak ve Şebnem Bozoklu’nun gelecek projelerinde canlandıracağı her karakter Meliha ve Yaren ile yarıştırılacak. Başarı beklentisi yükselse de şu kesin Şebnem Bozoklu bu gidişle uzun bir süre daha hayatımızda ve elbette ekranda olacak. Ne diyelim, hayırdır inşallah, hayırdır inşallah…
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız.