Urfalıyam Ezelden bu hafta görücüye çıktı. Faruk Teber imzası her sahnede özlediğimiz kareleri ekrana taşırken Dolunay Soysert, Bülent İnal, Meral Çetinkaya, Settar Tanrıöver gibi oyunculardan oluşan kadro da sosyal medyada alkışlara nail oldu. Dizide hikaye abisinin düğün gecesi dul kalan karısı Selva (Dolunay Soysert) ile evlendirilen Cemal (Bülent İnal)’in başka bir kadına aşık olmasıyla hız kazanacak. Mütemadiyen Urfa türküleri dinlediğimiz dizi izleyiciden ilk bölümüyle geçer not aldı. Hikaye güzel eyvallah ama birkaç ünlemim var sayın izleyici… Twitter’da esprisi döndüğü üzere dizide her erkek neredeyse bıyıklıydı, dizide başrolde bıyık vardı. Rica ediyorum gülmeyi bir kenara bırakıp sembolik anlam üzerine düşününüz… İlk bölümde ağa olan babasından dayak yiyen, kocası kardeşi tarafından öldürüldüğü için kayınbiraderiyle evlenmek zorunda kalan ve sonrasında ona “ısınan” Selva tam da erkek egemen düzenin mağduruydu. Her ne kadar Urfalıyam Ezelden Doğu’yu anlattığını iddia eden çoğu diziden çok çok daha samimi ve diliyle bu erkek egemen vurguyu eleştirel olsa da bu yazıya vesile oldu. Gelin bakalım ekranda nasıl bir Doğu betimleniyor, ne görüyoruz?

Ekranda yıllarca sırt çevrilen Doğu’ya başlayan dönüş devam ediyor. Şu sorgu ise bize kalıyor, nasıl bir Doğu izliyoruz? Töre kurbanı, aşiret vurgulu, karikatür karakterli diziler ile ekranda gerçek Doğu ile barışılabilir mi? Daha önce biz hangi Doğu merkezli dizileri izlemiştik hatırlamak isterseniz, Bir Bulut Olsam, Sultan, Sıla, Aşka Sürgün, Güneydoğu’dan Öyküler Önce Vatan, Sakarya Fırat, Karagül, Adını Kalbime Yazdım, Aşk Bir Hayal, Sakarya Fırat o dizilerden yalnızca bazıları. Bu sezon ekranda yer alan ve alacak Doğu kökenli diziler ise Kadim Dostum, Emanet, Urfalıyam Ezelden, Aşkın Dili Yok, Aşktan Kaçılmaz…

Öncelikle yukarıda sıralanan dizileri ikiye ayırmakta fayda var. Dizilerin bir kısmı ideolojik, Tek Türkiye, Sakarya Fırat gibi dizilerin yanında aşk hikayesi önde olan Sıla, Aşk Bir Hayal gibi işler yazılabilir. Daha çok nefret söylemi ve politik tartışmalarla gündeme gelen “ideolojik” dizilerin gündemdeki önemini anlamak için Haziran 2013’e gidelim. Çözüm sürecinin başında toplanan akil insan heyetlerini hatırlarsınız, o ekiplerden Güneydoğu’dan sorumlu heyetin raporunda dizilerle ilgili bir madde vardı. Güneydoğu raporunun İdari ve Uygulamaya İlişkin Talepler bölümünün 30. maddesi şöyleydi: “Şefkat Tepe, Sakarya Fırat, Kurtlar Vadisi ve Tek Türkiye benzeri TV dizilerinin yayından kaldırılması ve medyanın sürece ayak uydurmasının sağlanması.” Bu sadece önemin derecesini vurgulamak için verdiğim bir örnek, diziler yalnızca eğlencelik değildir… Elbette dizinin yayından kaldırılmasının kesin çözüm olduğunu düşünmüyorum zira toplumda böyle bir meyil olduğu için bu dizi izleniyor. Çözüm olacaksa bu da elbette popüler kültür araçlarından yardım alınabilir. Mesela ekrandaki Doğu imgesi üzerine çalışılabilir…

Aşkın Dekoru Egzotik Doğu
Bunun yanı sıra aşk temalı diziler de töre anlatımı ve karikatür karakterleri ile tartışma konusu oldu. Hatta Kadim Dostum ve Yalan Dünya dizilerinde bu karikatürize anlatım ile alay edildi. “İnsanlar sokakta yöresel kıyafetlerle gezmiyor, kimse birbirini vurmuyor” repliklerinin yer aldığı komedi dizileri aslında ekrandaki Doğu imgesindeki çarpıklığı işaret ediyordu. Töreden, berdelden, kan davasından ve imkansız aşklardan ibaret gösterilen “Doğu” Batı için yalnızca bir egzotik hikayeden ibaret kaldı böylece. Öyle ki çoğu aşk dizisine bile yakından baktığınızda Batı’da geçen hikayelerden farklı olarak her dizide Batı’yı ve mesleğin doğası gereği devleti temsil eden bir doktor, öğretmen, polis, asker veya jandarmayı bir aşk anlatısının baş aktörü olarak görürsünüz. Yani egzotik Doğu’nun yanında gerçeklik unsuru, uygar Batı’nın dönüştürücü karakteri hikayede beliriverir ve köyün genç kızı veya genç oğlanına tüm oryantal öğeleriyle beraber entegre olarak bir ilişki var eder. Karagül’de de vardı bu, Aşk Bir Hayal’de de, Bir Bulut Olsam’da da…

Aşkın Dili Yok Dizisi Başlamadan Gündem Yarattı
Bu sezon da aşağı yukarı aynı dinamikleri göreceğimize eminim. Ancak bazı işler henüz başlamadan gündeme ilişiverir oldu… Aşkın Dili Yok adlı dizide Kürt bir avukatı canlandıracak olan ve bir süredir Tatvan’da olan oyuncu Deniz Çakır içerisinde “Kürdistan” geçen bir şiiri instagram hesabından paylaştı, magazin gündemi karıştı. Oyuncu hakaretlere hedef olurken, Kobani’de yaşananlara karşı destek pankartı açan Aşkın Dili Yok ekibine sosyal medyadan birçok olumlu/olumsuz yorum geldi. Yani ekranda gösterilen, karikatür Doğu’nun içerisindeki ekipler, kişiler artık gerçeğin de birer mesaj taşıyıcısı haline geldi. Sosyal medya elbette bunun birincil mecrası… Bu gerçeklik ne zaman ekrana da yansır beraber bekleyip göreceğiz. Olsun ümidim var, yalnızca Doğu imgesi için değil elbette dileğim. Ekranda “mozaik” vurgusuyla tektipleştirilen herkes için bu temenni. Ekranda sadece komedi unsuru olarak kullanılan Lazlar ve aynı şiveli gösterimleriyle ekranda karikatürleştirilen Ermeni ve Rumlar’ı da yazmalıyız, izlemeliyiz.

İnsani vurgusuyla dramatik hikayesini “Adını Kalbime Yazdım” gibi bol zılgıtlı işlerin yanında ekrana altın harflerle yazdıran Urfalıyam Ezelden iyi örneklerden biri ancak dediğim gibi hala o egzotik anlatımın belki bir adım ötesinde…
Son bir not, ekranda Doğu kültürünün gösterimine ilişkin bir de haber vermek istiyorum. TRT6’da başrolünde Berdan Mardini’nin yer aldığı Jan adlı bir dizi yayına hazırlanıyor. Üstelik dizi Kürtçe yayınlanacak ve Türkçe altyazılı olacak. Meraklılarına duyurulur…
İyi seyirler…
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız.