Pis Yedili’nin Orço’su olarak kitlelerce tanınan Burak Alkaş şimdilerde Yeşil Deniz dizisinde Cemil karakteriyle ekranda. Cemil’in maceraları Ege’nin sıcak atmosferini evlerimize taşırken yüzümüze de gülücük ekliyor. Mahalle komedilerinin, aile dizilerinin özlemini çekenlerin fenomeni haline gelen Yeşil Deniz’i, çocukluk hayallerinden oyunculuk macerasına ve aşka kadar birçok konu başlığını ele aldığımız sohbetimizle Burak Alkaş, Dipnot Tablet’te…
HAYALİM BRUCE LEE OLMAKTI
Yeşil Deniz’de Cemil’in tek hayali imam olabilmekti. Senin çocukluk hayallarinde neler vardı?
Çocukluğumun her döneminde farklı hayaller kurdum. Ayakları yere basan hayallerim de vardı, uçtuğum, gerçekleşmesi imkansız hayallerim de vardı. Mesela bir ara Bruce Lee olmak istedim. Mınçıka falan yapmaya çalışıyordum, “Bruce Lee olucam”, “herkesi dövücem” tiribinde dolaşıyordum. Kaptan Tsubasa ile maç yapmak da istedim mesala. Hala kurduğum ve peşinden gittiğim hayallerim var, önemli olanda bu zaten. Hayallerini gerçekleştirmek için çalışmak hayallerine ulaşmak, sonra başka hayale dalmak güzel…
Animatörlük de yapmışsın, başka iş deneyimleri de var mı ilk gençlikte?
Olmaz olur mu su arıtma cihazı sattım, garsonluk yaptım, otoparkcılık yaptım, kavun sattım. Eğlenceli işler yaptım.
Bu kadarını beklemiyordum. Kariyerinde dönüm noktası olan olaylar veya kişiler neler? Nasıl kırılmalar yarattılar?
Müjdat Gezen konservatuarını kazanmak benim için dönüm noktasıydı. Çok büyük ustalarla çalıştık. Müjdat Gezen, Mustafa Alabora, Savaş Dinçel, Göksel Kortay, Aliye Uzunatağan, Erol Keskin, Toktamış Ateş daha adını saymadığım çok değerli hocalardan dersler aldık. Kırılma noktası da benim için Ali Poyrazoğlu tiyatrosunda profesyonel tiyatroya başlamamdı. Teoride öğrendiğim şeyleri şimdi pratiğe döküyordum. Ali hoca da yetiştirdi, büyüttü, piyasaya attı. Gani Müjde noktayı koydu (Gülüyor) Pek iyi hocalarım varmış benim (Gülüyor) Öpüyorum ellerinden.
Ailen hakkında hiç bilgi yok. Nasıl bir çocukluk geçirdin, kardeşler, aile bahsedelim mi biraz?
Çok güzel, çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Bizim aile kalabalık ve birbirleriyle bağları güçlü bir aileledir. Amcamlar, teyzemler, halalar, amca çocukları, teyze ve hala çocukları hep beraberdik. Hala beraberiz kardeşim, annem, babam ve teyzem hala her hafta bir araya geliriz. Herkesin çok komik hikayeleri olur, malzeme bitmez bizde. Çocukluğumda yazları Çeşme kışları ise İzmir’de günlerim geçti. Mayıs’ta Çeşmeye bir giderdik Eylül’de dönerdik. Çeşme’de köyde, İzmir’de ise mahalle de büyüdüm.
OYUNCULUKTA TEKRARA DÜŞMEK İSTEMİYORUM
Yeşil Deniz başarısını pek de göze batmadan sürdüren ikinci sezonundaki bir dizi. Oyuncu kadrosu çok iyi… Senin için Yeşil Deniz’i tercih edilir kılan neydi?
Senaryosu ve Cemil karakteri…
Dizi Ege insanını anlatıyor ve doğal komedisi olan topraklar orası. Senin başına gelen komik bir olay var mı?
Tarla sahnesi çekiyoruz, hava sıcak Hicabi herkesi çalıştırıyor tarlada. İşciler de kendi aralarında kısık sesle rabarba yapıcak. Prova yaptık her şey normal 3-2-1 kayıt. Başladık oynamaya, tarlada çalışan 60-65 yaşlarınca bir yardımcı oyuncu amca da başladı söylenmeye. Yok efendim neymiş çok çalışıyormuş, bu sıcakta bu kadar çalışılır mıymış, tansiyonu düşmüş söyleniyor. Kestik kaydı, koşturduk hemen yanına ne oldu amca dedik hastaneye götürelim mi iyi misin? İyiyim ya ben rol yapıyorum dedi. (Gülüyor)
Çok iyi oynamış amca… Her işimde farklı bir karakteri oynamayı başaran ender kişilerdensiniz. Bu bir tercih mi şans mı?
Tercih meselesi birbirine yakın rolleri genellikle tercih etmiyorum. Çünkü beni geliştirmez tam aksine kendimi tekrar etmiş olurum. Ben bu tekrara düşmek istemiyorum bu konuda biraz seçici davranıyorum.
ERKEĞİ ROMANTİK YAPAN KADINDIR!
Günlük hayatında da komik biri misinidir? Senden romantizm beklenir mi mesela?
Onu beni tanıyanlara sormak lazım. Yeri geldiğinde bence her erkek romantiktir, erkeği romantik yapanda kadındır
Biraz da aşk konuşalım… “Ben âşıksam karşımdakini de âşık ederim.” demişsin, aşık etmek için neler aptın bugüne dek. Biraz taktik verelim mi?
Hayatınızın aşkını bulduğunuzu anladığınız an evlenin ben öyle yaptım.
Kendine mektup yazdığın doğru mu?
Bence herkes kendine mektup yazmalı içeriği ne olursa olsun bir gündeneyin ne demek istediğimi anlarsınız . Her şey kendinizi sevmekle başlar sevin kendinizi.
Röportaj: Gizem Kaboğlu / Dipnot Tablet Dergi