Hangi diziler o kategoride derseniz, intikam konulu diziler furyasının fitilini Ezel’in ateşlediğini söylemem gerek. Ezel’den önce de intikam hikayeli diziler vardı elbette ancak bu derece bir furya başlangıcı yaratmamıştı. Sanırım izleyicinin bu hikayeleri kabullenebilmesi birkaç soft, aşk odaklı, sonradan sıradanlığa evrilen ve kimi başarısız deneme gerektiriyordu.Acı Hayat ve Ihlamurlar Altında dizileri intikam dizileri olarak başlamış sonrasında aşk çıkmazına evrilmişti.
Nefes vardı örneğin, babasını kaybetmenin acısıyla annesi ve onun yeni eşinden öc almak için annesinin evine geri dönen ve üvey kardeşlerinin yanı sıra üvey babasını da ayartmaya çalışan Nefes adlı kadının ihtiras dolu intikamı ancak 4 bölüm izleyiciyi ekrana bağlayabilmişti.
İntikam konulu dizilerin miladı Ezel
Gelelim intikam hikayelerinin miladına… Ezel’in kendisini hapse attıran arkadaşlarından intikam alması 2 sezon izleyiciyi ekrana bağladı senaryo ve kurgusuyla milat oldu. Hatırlarsanız dizinin sloganı bile intikam kokuyordu: “ İhanet onları ayırdı, intikam birleştirecek.”
Suskunlar: Birinci sezonu kült, ikinci sezonu hayal kırıklığı
Ardından Suskunlar geldi… Birinci sezonuyla kült, ikinci sezonuyla hayal kırıklığı olarak gördüğüm dizi bize cezaevinde işkence gören 4 genç adamın geçmişin intikamı için çıktığı yolu anlattı. İkinci sezonda ibre “ötekinin” intikamına dönünce izleyici diziyi sahiplenemedi, safi iyi ve kötü karakterlerin varlığını kanıksamış seyirci intikamın öteki ve “haksız” yüzünü görmeye yanaşmadı ve dizinin reytingleri adeta yere çakıldı.
Aşk intikamları derseniz:
Odağı daraltıp biraz daha klişelere dönersek, Alev Alev dizisi tam bir aşk intikamı hikayesi. Nişanlısı aniden başka bir kadınla evlenen Alev’in ailenin dayısı ile nişanlanması aşk intikamının alası… Üstelik genç kadının üstüne basa basa her bölümde intikam yeminleri etmesi de cabası…
Emir’in Yolu var bir de, babasının intikamını almak isteyen Emir’in düşmanının kardeşini baştan çıkarması Feriha’yı bile unutmasına neden oldu. Böylece nurtopu gibi bir intikam hikayemiz daha varoluverdi.
Dila Hanım da ilk bölümden bu yana kocasının intikamı için silah kuşanıyor.
Bir de evlat intikamı var
Aynı intikam türevlerinden biri de evladının yani Yeşim’in intikamı için elinden geleni yapan Zümrüt Taşkıran efsanesi. Lale Devri dizisi de “Zümrüt’ün İntikamı” olarak yeniden isimlendirilebilir şimdilerde
Yeni diziler furyanın bir süre daha devam edeceğinin habercisi…
Ocak ayında ise yepyeni iki intikam dizimiz daha oluyor. Biri Tozlu Yollar diğeri ise İntikam…
Bilmeyenleriniz olabileceği ihtimaliyle anlatayım Tozlu Yollar’ın hikayesi şöyle: “Yetimhanede büyüyen Fikret ayrı kaldığı abisinin intikamı almak için Trakyalı ünlü yağ fabrikasının sahibi olan Hünkar Gündoğan’ın ilk eşinden olan Feride’ye yakınlaşır ancak intikam duygusuna aşk ateşinin gölgesi düşer. Bir aşk çocuğu olan Feride doğayı, çiftlik hayatını, ailesini çok sever. İstanbul üniversitesi iktisadi ve idari bilimler akademisini bitirmiştir. Onun güzelliği ve masumiyeti Fikret’in kötü duygularınıtepe taklak eder. Fikret şeytan olduğuna ve abisinin hayatını mahvettiğine inandığı Feride’ye karşı dayanılmaz bir aşk beslemeye başlar.” Özer Kızıltan’ın yöneteceği dizide Burcu Kara’ya Seda Akman, Nihat Altınkaya, Sinan Taymin Albayrak, Yücel Erten, Pamir Pekin ve Selda Alkor eşlik ediyor.
İntikam ise artık bilmeyeninizin, duymayanınızın olmadığını düşündüğüm Beren Saat’in yeni dizisi.
Ne oldu da dizilerde intikam hikayeleri çoğaldı?
Ne oldu da dizilerde intikam hikayeleri çoğaldı diye sorarsanız, işte patronundan baskı gören erkeğin evde şiddet göstermeye meyletmesi gibi fikrimce baskı gördükçe şişen düdüklü tencerenin düdüğü misali istim veriyor televizyon dizileri… Her gün zam, ölüm, savaş haberleri alan halk kendi alamadığı intikamın hıncını dizi karakterlerinin almasını izliyor büyük bir keyifle… Kimi aşkını, kimi uğradığı cinsel tacizi, kimi ekonomik krizi kimi ise yediği kazığın hıncını alıyor ekrandaki karakter kötülere hükmettikçe. İntikam dizilerinin hızla artmasının ekonomik kriz dönemine, iç ve dış politikada sarsıntılı günlere denk gelmesi de bu bakışla şüphesiz tesadüf değil.
Bastırılmış saldırganlık gibi Freudisyen açıklamalara da tamı tamına denk gelen intikam, süperegonundizginlediği gündelik hayatta id yanının konrolsüzce ortaya salındığı hikayelerin de cezbediciliğinin ispatı.
İntikam dizileri hep mi tutar derseniz, toplumda ne kadar huzur olur, düdüklü tencere ne kadar az basınç biriktirirse bu hikayelerin cezbediciliği de o kadar düşer. Ancak dış faktörler ne kadar azalırsa azalsın bastırılmış saldırganlık var olacak bir değişken olduğundan bu hikayeler daha az dozda da olsa her zaman ilgi görmeye devam edecektir. Şimdilerde Amerika’da onlarca başka hikaye ekrana gelmesine rağmen hala Revenge gibi bir dizinin reyting alabilmesi de bunun kanıtı.
Hikayenin gerçekçiliği ve izleyiciyle ne kadar özdeşim kurabildiği de elbette başarıdaki bir diğer kıstas ancak şunu da unutmamak lazım: Birbirine benzer onca intikam hikayesi de bir yerden sonra izleyiciye sıkıcı ve sıradan gelmeye başlayacaktır. Ki ben intikam dizileri için bu vadeyi çok uzun görmüyorum…