Aramızda Kalsın başladı, ben de izlerken hem sosyal ağları takip edip yorumları not aldım hem de izlenimlerimi…
Casting mükemmel… Her rolü oynar dediğim herkes bir dizide. Gökçe Bahadır, Binnur Kaya, Uğur Yücel. Yıldız karması gibi… Binnur Kaya’nın Yabancı Damat’taki rolünü çağrıştırdığı dizide Uğur Yücel de Canım Ailem’deki Samim’e göz kırpıyordu. Zaten sosyal ağlardaki yorumlarda da iki dizinin adı sık sık geçti. Dizinin iki çocuk oyuncusunun da Muhteşem Yüzyıl’da oynadığını hatırlamaksa ilginçti. İki çocuk da Hürrem’in Mihrimah’ı ve Cihangir’iydi, şimdi Yadigar’ın evlatları olmuşlar. E, iyi de olmuş.
Dizide kullanılan mekanlar da oldukça sıcak ve tanıdıktı. Ev Kavak Yelleri’nden, dükkan Kalbim Dört Mevsim’den tanıdık geliyordu izleyenlere (yanılmıyorsam tabi). Çengelköy sırtları sıcak aile dizisi için ideal, buradan da bir artı…
Aramızda Kalsın dizisi için müzikler ve sese geldiğimizde. Üflemeli çalgıların ağırlıklı olduğu besteler dinledik dizi esnasında. Kimi yerde solo gitar da duyduk. Müzikler başarılıydı, hele dizide Olgun Şimşek’in sesini duymak ilaç gibi geldi ancak seste sorunlar vardı. Bazı sahnelerde senkron tutmuyordu. Zaten bu sezon düzgün bir ses göremedik daha dizilerde ya neyse…
Senaryo dersek, dizinin temposunun başlangıçta biraz yavaş olduğunu düşünüyorum. Bir kere izleyicide dizinin safi komedi olduğu izlenimi yaratılmış. –mış diyorum zira sosyal ağlarda herkes bu dizi dramaymış diye yakınıyordu ilk dakikalarda. Bir yerde yanlış bir strateji olduğu aşikar. Dizi aile dizisi ancak tanıtımlar diziye yabancı izleyicide safi komedi beklentisi uyandırmış demek… İlk sahnelerin bu kadar dramatik olması, bu yavaş açılış ister istemez komedi beklentisi ile ekran başına geçenlerde yadırgama yarattı ancak dizinin senaristi Selin Tunç olunca senaryo hanesine bir artı daha eklemek gerek. Selin Tunç bu işi bilir, iyi kalemdir, yazdığını izlettirir.
Senaryo üzerine biraz daha kafa yormam gerekirse. Dizide “dul” bir kadının yaşam mücadalesini göreceğiz. Dul kadın hikayelerinin son yıllarda tutmadığı (Anneler ile Kızları, Tek Başına, Kalbim Dört Mevsim, Sultan) ülkemizde boşanmış veya boşanma arefesindeki bir kadının aşkını izlemek ilginç bir deneyim olacak. Öyle bir geçer zaman ki’de bile Cemile’ye aşk yaşatmak için 3 sezon bekleyen, Aliye’yi dizinin sonunda aşkının yerine engin suların içine salan zihniyet de bence bu muhafazakar temelde yatıyor. Dramalarda boşanmış kadınların aşkından imtina eden yapımcıların ( ” türbanlı kadının reytingi yok mu? ” başlıklı yazımda uzun uzun anlatmıştım merak edenler bakabilir) bu tür bir riski komedide alması elbette normal ancak hala risk var söyleyeyim. (Aliye, İkinci Bahar gibi istisnalar da var elbette ancak İkinci Bahar’da da yaş sebebiyle izleyicide cinsel bir çağrışım olmadığı için kadın için aşk meselesi farklı bir kulvarda ve risksizdi, Aliye zaten oyuncusunun özel hayat skandalı nedeniyle farklı bitirilmesiyle bu riskin bedelini fazlasıyla ödeyen bir yapım oldu. Aramızda Kalsın’da ne olacak zaman gösterecek.)
Aramızda Kalsın reyting meselesi ne oldu derseniz… Aramızda Kalsın birinci bölüm için ilk dakikalarda SBT reytinglerine göre pek de parlak bir açılış göremedik. İlk yarım saatin ardından dizi 4 reytingi gördü ve o dakikalardan sonra 4-5 reyting civarında seyrederek sona erdi. Kısacası iyi bir başlangıç yaptı.
Aile olmayı kan bağına indirgemeden dayanışmayı, aile sıcaklığını ekrana yansıtan dizilere hasret kalmıştım uzun zamandır. Hala evde dvdleri ile kitaplığımın başköşesinde duran Yeditepe İstanbul tadında bir işi uzun zamandır bekliyorum. Aramızda kalsın İkinci Bahar’dan, Süper Baba’dan aldığımız o sıcaklığı bize vadedebilir gibi geliyor bana. Kadro iyi, yönetmen iyi, senaristin kalemi kuvvetli, ancak riskleri de malum artık rastgele demek düşer bize. Yolu açık olsun…