Behzat Ç. Bu hafta efsanevi bir bölümle ekrana geldi ve bölüm kadar konuşulan bir konu da diziye konuk oyuncu olarak dahil olan Hazal Kaya’nın kilo almış görüntüsüydü. Dizinin devamlılığı üzerinden ele alırsak eleştirilerde haklılık payı var. 2 sezon önce, dizinin ilk bölümünde ölen Berna’nın ölmeden önceki anlarına dönülen sahnelerde Berna’nın kilolu hali, ölüm anındaki durumu düşünülünce hayli farklı görünüyordu. Buradan eleştirenlere eyvallah ama bu noktadan neredeyse “hiç” eleştiri görmedim.
Eleştiriler “yarasın toromanıma” düzeyinin üstünde değildi. Hal böyle olunca sormadan edemiyor insan nedir bu kadınlara dayatılan güzel olma baskısı! Ekranda güzellik faşizmi var diye defalarca yazdım ve yine yineliyorum, var! Yaratılan güzellik kalıbı içinde olmayanlar yerden yere vuruluyor. Bu tavır kadın bedenini kamulaştırıyor ve putlaştırıyor. Herkesin ekranda gördüğü kadının bedeniyle, kilosuyla “alay etme”, “yerme” hakkı var.
Nasıl rol aldığı sinema filmi için verdiği kilolarla Kuzey Güney dizisine devam ederek Kuzey’i mutasyona uğratan Kıvanç Tatlıtuğ yerden yerer vurulmadıysa sırf fiziksel görüntüsü üzerinden Hazal Kaya da eleştirilmemeli. Devamlılık derseniz, onu tartışalım eyvallah!
Bir TV yazarı olarak bana sorarsanız tabi ki oyuncu dizinin sürekliliğine dikkat etmeliydi. Elbette Hazal Kaya muhtemelen çekimden 1 hafta önce gelen konuk oyunculuk teklifi üzerine 1 haftada onca kiloyu verecek değildi ancak en azından bu hassasiyetle çekimlerde farklı açılar kullanılabilirdi. Hiçbir neden o başlıkları haklı çıkarmaz o ayrı…