REYTİNG REKORTMENİ BENİ AFFET’İN KEMAL’İ MERT ALTINIŞIK:
“BU BAŞARIYI BEN DE BEKLEMİYORDUM”
Mert Altınışık ile yıllar önce Ankara’da tanışmıştık ancak açıkçası röportaja kadar ben de kendisini ekranda gördüğüm kadarıyla tanıyordum, röportaj sonrası ise hakkında ilk intibayı edinebildim, ağlayan gözlerle dram dizisi bakışlarına aldanmayın bildiğiniz eğlenceli bir adam yahu… İçinde Mustafa Topaloğlu’nun anıldığı başka kaç röportaj okudunuz bilmem ama yüzünüzde gülümseme yaratacak bir söyleşiyle karşı karşıya olduğunuzu müjdeleyebilirim. Ekranların prime timea kafa tutan günlük dizisi Beni Affet ve dizinin Kemal’i Mert Altınışık sizlerle… Gülümseyin, başlıyoruz:
Günlük dizi bu kadar reyting alır mı allah aşkına bu işin sırrı ne sence? Prime time işlerle yarışıp günü en kötü ilk 10’da kimi zaman ilk 5’te tamamlıyorsunuz…
Valla alıyormuş hakikaten ben de bu kadarını beklemiyordum (Gülüyor) Dizinin 2. haftasına kadar yanılmıyorsam 20lerde yer aldık reytingde ben ”Bu dizi bu ay sonu kalkar” diyordum, sonrasında dizi izleyicinin gözdesi oldu. Bu işin sırrı ne net bir şey söyleyemem ama şundan eminim senaristinden oyuncusuna kadar biz izleyicinin istediğini veriyoruz.
“BU DİZİDE İZLEYİCİ İSTEDİĞİNİ BULUYOR, AŞKA DOYUYOR”
Onca dizi var izleyici neden Beni Affet’i izlesin? Bana birkaç neden sayabilir misin?
Seyirci istediğini görüyor karşısında. E bir de şöyle bir şey var, karakteri dizi başından itibaren
takip ediyorsun. Günlük dizi bu, haftanın beş günü hayatını izliyorsun karakterin. Gözünün önünde büyüyor, değişiyor, giderek bağ kuruyorsun ister istemez. Karakter ya sen oluyor ya da ailenden biri… Bir de izlenilen aşk çok büyük. ”Nerede o eski aşklar” derler ya 🙂 Bahar ve Kemal o aşkı yaşıyor, izleyici Beni Affet ile özlediği aşka doyuyor.
Aslen Adanalısın, üniversiteyi Bursa’da okudun, sonra İstanbul ve son olarak Ankara… Ankara’da 5 yıl yaşamış biri olarak tarifim şudur, Ankara içinde yaşarken nefret edilir, uzaklaşınca da deli gibi özlenir. Sen memnun musun Ankara’dan, yolu Ankara kültüründen geçenlere nasıl bir zehri var bu şehrin ne dersin?
Sen de diyorsun ya işte uzakken özlemeyi zerk ediyor vücuda. İşte en büyük zehri… Gerçekten bak ben bu şehri acayip sevdim. İçindeyken de nefret edemiyorum. (Gülüyor) Ankara sen ona ne verirsen misli ile geri veriyor sana. Yaşantını dengelemek -şehir için diyorum- sana kalıyor.