Görüş Günü Kadınlarına Zor Soru: Oynadığın Rol Gerçek Olsaydı!

Çocuğunuz veya sevdiğiniz suçlu olsa onu ihbar eder miydiniz? yoksa gizler miydiniz? Görüş Günü Kadınları dizisinde  Zehra ( Semra Dinçer) oğlu Murat’ı (Kemal Uçar)’ı, Gülay da (Yıldız Çağrı Atiksoy) cinayet işlediğine inandığı kocasını polise ihbar etti.  Dizide Süreyya ise (Şenay Gürler) suç örgütü lideri eşini bile bile sevmeye devam ediyor. Her biri bir iç hesaplaşma yaşayan görüş günü kadınları izleyicilere bu hafta şu soruyu sordurdu. Sevdiğim suçlu olsa onu ihbar eder miyim? Yoksa gözümü başka tarafa çevirip görmezden mi gelirim?  Gürler ve Dinçer çocukları söz konusu olunca suçlu bile olsa ihbar edemeyeceklerini söylüyor.

Görüş Günü Kadınları

Semra Dinçer

Ben çok üzgünüm ama asla evladımı vermem. Ne yapmış olursa olsun evladımı ihbar edemem. Anne için evladı her şeydir. İnsan kendinden vazgeçer ama evladından geçemez. Sevdiğim adam veya kocam olursa gözünün yaşına bakmam. Evlada gelince ne olursa olsun evladın. Allah hiçbir anneyi böyle bir şeyle sınamasın.

Şenay Gürler

Çok zor bir soru neden niçin nasıl soruları ve soruların niteliği çok önemli. Çünkü çaresizliğin insanlara çok şey bazen imkansız gibi görünen şeyleri yaptırabileceğine inanıyorum. Bu eşim veya çocuğum olabilir. Önce onunla uzun bir konuşma yapar onu anlamaya çalışır eğer eşim ise kendi vicdanı ile baş başa bırakır ve  terk ederim. Ama herhangi bir teslim olma girişiminde bulunmazsa ve bu durum başkalarına zarar veriyorsa içim acısa da onu ihbar ederim. Ama bu kişi çocuğum ise ben bu suçun neresindeyim diye uzun uzun düşünür suçu ondan önce kendimde arar ve son ana kadar yanında olurum. Suçlu ya da masum insan evladından vazgeçemez.

Görüş Günü Kadınları

Şenay Gürler'e Nazar
Şenay Gürler’e Nazar

Görüş Günü Kadınları Eleştirisi

 

 

Görüş Günü Kadınları Nasıl Başladı?

Görüş Günü Kadınları Fox’ta izleyicilerle buluştu. İlk gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Faruk Teber ve Sami Saydan’ın önünde saygıyla eğiliyorum. Dizinin renk seçimi, kadrajı, görüntüleri harikaydı. Film izlediğimi zannettirecek kadar dizi alışkanlıklarının üzerinde görüntüler vardı ekranda.

Olmayan şeyler de vardı elbet… Jenerikten önce gösterilen görüntülerdeki ses miksajı izleyiciyi yabancılaştıracak kadar yapaydı. Aynı şekilde dizinin içinde sonradan seslendirilen sahneler de senkron sorunu sayesinde hemen ayırt edilebiliyordu.  Yan karakterler, okulda çalışan adam, tamirhane sahibi, Süreyya’nın oğlunun arkadaşının babası gibi birkaç dakika görünecek oyuncular sokaktan geçerken çevrilmiş gibiydi. Bu ufacık roller bile o kadar göze batıyor ki… Üstelik pilot bölümde her detaya önem vermek gerek…

Görüş Günü Kadınları 1. Bölüm
Görüş Günü Kadınları 1. Bölüm

Müziklere gelirsek “kemanı ağlatmak” bu olsa gerek diye düşündürdü dizi… Müziklerden bazen o kadar sıkıldım ki anlatamam. Her sahnenin arkasında fon müziği vardı. Bunun yanında temaların çeşitliliği ise takdire şayandı hak yemeyeyim.

Oyunculuklar da dizi genelinde oldukça iyiydi. Nesrin Cavadzade, Şenay Gürler isimleri için tek yapılacak şey alkış tutmak olur. Sinan Tuzcu ve Alpay Atalan’ı da rollerine yakıştırdım ancak Sinan Tuzcu’nun polis imajının fena halde Memoli’ye benzediğini belirtmeliyim. O imajla bir de polis olması bize komedi ağırlıklı bir işi çağrıştırıyor ki bu pek de olumlu olmasa gerek zira dizi dramanın damardan verileni… Dizinin genel anlamda kostümlerini de başarılı buldum.

Hikaye Güzel ama Rakipler de Güçlü

Dizinin anlatım dili de bana fazla mesaj kaygılı geldi. Hikaye güzel, kapsayıcı olması için farklı statülerden, hayat tarzlarından insanlara değinilmek istenmiş, yapı gerçekten ilgi çekici ama detaylarda sürekli bir ses sanki “ bak şimdi çok afili laf edeceğim” diyordu bana. Detaylarda yer alan bazı noktalar ise göz dolduran cinstendi. Görüşe girerken kadının “yüzüğüm kalabilir mi” diye sorması, bir diğer karakterin oğluna hapiste olan babasını anlatırken “gizli görev” hikayesi uydurması ve cezaevindeki babanın oğluna okunması için hikayeler yazması çok hoş detaylardı ancak 1. bölüm bitmesine rağmen biz tam olarak hikayeye giremedik. Hah şimdi, hadi birazdan derken ekran başında yarım yarım bir konu izleyip sonunda hiçbir yapbozu tamamlayamadan bölümü bitirdik. Bu merak öğesini artırsa da önümüzdeki haftalarda Karadayı ve O ses Türkiye gibi rakipler geldiğinde dizinin izleyiciyi ekrana bağlamasını zorlaştırabilir çünkü izleyici hikayeye bir türlü bağlanamadı izlerken.

Öyle ki hikayeye giremedikçe dizi uzadıkça uzadı, bitmek bilmedi…