Okuduğunuz bir TV blogu, dergilerde, farklı mecralarda yazdığım yazıların aslında arşiv alanı… Son zamanlarda yazdığım yazılara gelen yorumlar arasında bol bol kitap önerisi isteği yer alınca ben de pop kültür ürünleri ile ilgili yazılar yazarken yararlandığım, etkilendiğim, aydınlatıcı bulduğum kitapları tek tek paylaşmak istedim.
Yazılarıyla yol gösterici olduğuna inandığım Sn. Orhan Tekelioğlu’nun Pop Yazılar: varoştan merkeze yürüyen Halk Zevki adlı kitabı ilk önerim olsun.
Yalnız TV üzerine değil müzik gibi farklı pop kültür ürünleri üzerine de yorum ve analizlerin paylaşıldığı kitabın bendeki kopyası altını çizmekten kapkara vaziyette. Konunun meraklılarına, kültür sosyolojisine ilgililere şiddetle tavsiye ederim 🙂 Kitapta yer alan uluslararası örneklerin yanı sıra yerel kültür öğelerine dair notlar da ilgi çekici.
Arka Kapak yazısı:
“Popüler kültür halka değil, bireysel tüketiciye seslenir. Gazetelerden, dergilerden, filmlerden, müziklerden TV’lere uzanan bir çizgide, hem bir otaklık beğenisi çekillenir, hem de ortak olmama potansiyeli (yani elit olma hali) popüler kültür tarafından küçüksenir, hatta aşağılanır. Popüler kültür ile elitler arasındaki ilişki açıkça hasmanedir.
Bu kitaptaki yazılar, bu hasmane ilişkinin nedenlerini araştırıken,Türkiye modernitesinin pek tartışılmayan bir yönüne bakmaya çalışıyor. Bu da, “çevre” modernleşmesi ya da “aşağıdan yukarıya” doğru modernleşme diye tanımlaybileceğimiz bir modernleşme kipi. Bu modernleşme kipine, basitleştirerek, “kültürel modernleşme” ve ona hasım olan, merkezi elitlerin modernleşme anlayışına, yine basitleştirerek “siyasi modernleşme” dersek popüler kültürün yeri ve önemi ortaya konuşabilir. Türkiye popüler kültürü, başlangıcından itibaren ve sürekli olarak, “çevre” kültürlerden beslenmiş ve onların beğenilerini yansıtmıştır. Bu beğeniye olan aydın tepkisi ise, merkezi elitlerin siyasi otorite ile olan yapısal bağını çaıkça ortaya koyar.
“Televole”ye olan aydın tepkisi basit bir estetik tepki olmaktan çok, siyasal bir rahatsızlığın ifadesidir. Kitaptaki yazılar, “çevre” kültürlerine olan “siyasi” tepkiyi sorgularken, giderek güçlenen ve “merkezileşen” popüler kültürün (“halk zevkinin”) geleceğin Türkiye’sindeki yerini de bulmaya çalışıyor. Popüler kültür merkezileştikçe “direnen” taraını yitirmekte ve hızla merkezdeki kültüre eklemlenmektedir. “Çevre” kültürlerin muhafazakar değerlerini de taşıdığı için şunu rahatlıkla iddia edebilir: Şu anki haliyle Türkiye popüler kültürü, yeni şehir mekanında muhafazakarlığın en önemli kaynak ve dayanaklarından biri olmuştur.”
Dipnot: Yazıyı yayımladıktan kısa süre sonra elime imzalı ve altı çizili olmayan bir kopyası ulaştı. Nezaketi için Prof. Dr. Orhan Tekelioğlu’na teşekkürü borç bilirim. 🙂