Sana Bir Sır Vereceğim ilk birkaç bölümünü takip ettikten sonra izlemeyi bıraktığım bir diziydi. Ancak son haftalarda dizi izleyicileri o kadar ısrar etti ki, oturup kaçırdığım bölümleri izledim ve dizinin nasıl bu kadar hayran edindiğini anlamaya çalıştım.
İlk dikkatimi çeken dizinin yoğun fanlarının Aylin ve Tilki aşkını sevenlerden oluşması oldu. Elbette dizinin tutma nedeni sırf bu aşka indirgenemez ancak bu aşkın TV’deki diğer aşk hikayelerinden nasıl farklılaştığını yazarak izleyiciyi nasıl ekrana kilitlediğini yorumlamak istiyorum. Analize geçmeden önce şu dakikalarda dizinin pazar gününe alındığını öğrendim, bu hamle diziye olumlu yansıyacaktır eminim.
Aylin ve Tilki Aşkı Neden Bu Kadar Özel?
Gelelim aşka… Aylin ve Tilki aşkının bu kadar “tutmasının” nedeni imkansızlık, bu malumun ilamı demeyin. İmkansızlığın kaynağı çevredeki herkesin onları kardeş saymasının yanı sıra Aylin’in süper gücü nedeniyle çiftin birbirine neredeyse hiç dokunamaması. Güçlerini zaman zaman kontrol edemediği için Tilki’yi elektrik çarpmasından korkan Aylin’in “Bir gece için neler vermezdim” sözleri dizi içinde defalarca tekrarlandı. “Ben aşık olamam ki… Peki dokunmadan da aşk olmaz mı?” sözleri ise bu imkansız aşkı dramatik kılmaktan başka bir misyon daha üstleniyor.
Türkiye gibi muhafazakar değerlerin kadın bedeni üzerinde test edildiği bir ülkede kadınların kendi bedenlerini dokunulmaz görmesi şaşılacak bir şey değil. Tam da bu nedenle özellikle genç seyircilerin fanlarını oluşturduğu bu aşk bu kadar “özel” çünkü Aylin ve Tilki’nin aşkı ikilinin yaşları ve süper güçleri göz önüne alındığında cinsellikten soyutlanmış durumda. Kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmadığı baskılanan genç kadınların, aşkın cinsellikten soyut yaşanabilirliğinin test edildiği diziye ilgi duyması şaşılacak bir şey değil, doğal olarak bu dizideki aşkın bu kadar fenomenleşmesi de… Aynı Pushing Daisies dizisinin bir dönem Türkiye’deki pek çok gencin efsanesi olması gibi bu dizideki aşk da mahremiyet tabusuyla özelleşiyor, değerleniyor.
Sana Bir Sır Vereceğim dizisinin bu kadar ilgi görmesinin bir nedeninin de süper güçleri olan insanların bile temelde insani sorunlarla, duygularıyla çatışma içindeki halini göstermesi olduğunu düşünüyorum. Bu izleyicide bir yandan özdeşim sağlarken bir yandan da kurtuluşun mucizelerde olmadığını göstererek izleyicinin sıradanlığında bir nev-i tatmin hazzı yaratıyor…
Her ne kadar son bölümler Savaş’ın intikam hırsıyla beni sıksa da dizideki gizem perdesinin izleyici için fark yarattığı aşikar. Sana Bir Sır Vereceğim sezonun en sürpriz işi oldu. Genç oyuncuların her birinin önümüzdeki yıllarda yeni işlerde göreceğimiz yıldızlar olduğuna emin olsam ve genel anlamda oyuncu seçimini başarılı bulsam da hala Murat Han’ın yanlış bir cast seçimi olduğunda ısrarcıyım. İtiraf kısmına gelirsek dizinin bu kadar tutacağını beklemediğimi ve yanıldığımı da kabul ediyorum.
dizi süperr
dizi özeldir çünkü hem gençlere hemde orta yaşlılara hitap ediyor aşkın hayattaki imkansızlıkları konu edilmiştir ekin koç ve demet özdemir yakıştırması yanlıştır çünkü unutulmamalıdırki ekin koç ve demet özdemirin arasında bir sey yoktur tilki ve aylin arasında bir şey vardır