Kişisel fikrimi sorarsanız Veliaht ve X Factor olarak lanse edilen iki iş de O Ses Türkiye’ye rakip olmaz, olamaz. Henüz X Factor’ün jürisi açıklanmadı ama program jürinin mentörlük görevi ve yüksek ödülü dışında bana yeni bir şey vadetmiyor. Ödül zaten izleyiciden çok yarışmacı için cazibe nesnesi… Jüri üyelerinin yarışmacılardan sorumlu olması ise O Ses Türkiye’den izleyicinin alışkın olduğu bir detay. X Factor jüriye Tarkan’ı almadığı sürece O Ses Türkiye’nin detaylarda farklılaşan bir taklidi olmanın önüne geçemez.
Veliaht’a gelirsek. Veliaht’ın jürisini saymam bile yeterli: Cengiz Kurtoğlu, Coşkun Sabah, Çelik, Deniz Seki, Niran Ünsal, Nüket Duru, Musa Eroğlu, Emre Altuğ, Kutsi, Rafet El Roman, Ümit Besen, Yaşar ve Hande Yener… Bu isimlerden hangisinin yerine tayin edeceği veliaht kimin umurunda diye sorabilir miyim? Cengiz Kurtoğlu, Niran Ünsal, Musa Eroğlu, Ümit Besen, Coşkun Sabah gibi isimler zaten popüler olan pop müziğe alternatif bir kitle tarafından dinleniyor ve zaten kendi kulvarında veliaht sayılabilecek isimleri çoktan üretmiş durumda, popüler olanı takip eden dinleyiciler ise zaten onların varislerini merak dahi etmiyor… Kutsi, Hande Yener, Çelik, Emre Altuğ, Deniz Seki ve Yaşar henüz veliaht atayabilecek yetide mi izleyicinin gözünde emin değilim. Kaldı ki pop müzik böyle Maksim usulü taht devredilen bir tür değil, adı üstünde pop, jürideki popçuların bile kimileri bugün popüler değil. Pop müzikte kim tahtını daim etmiş ki ona aday belirtiyor? Rafet El Roman’a gelirsek o zaten her yıl kendi sesine yakın bir ismi tanıtıyor, bu yarışmaya ne gerek var? Jüri seçimini defolu bulduğum Veliaht, O Ses’in yanından geçemez söylemedi demeyin.
O Ses neden bu kadar fark yarattı diye sorarsanız. Bu formatta Popstar’lara göre otorite “farklı”ydı. Önce jüri üyelerini yarışmacıları görmeden dönerken görüyoruz, orada otorite o an için onlar, evet ama 1 dakika sonra yarışmacı otorite figürü oluyor hem de jürinin egosunu eze eze gösteriyor otoritesini… Kimi yarışmacı Hadise’ye “Bana da cilveli cilveli “bana gel” de geleyim” diyor, kimi ise Murat Boz’la dans edip Ebru Gündeş’ı seçiyor. Yıllardır ekran karşısında yarışmacı olarak eleştirilen, azar işiten, alay edilen, sevilen, övülen veya yerilen benim gibi kişiler bu kez gücü eline alıp jüriyi “parmağında oynatıyor.” Bu güç kim ne derse desin yapımı izleyici için çekici kılıyor.
Özetle O Ses Türkiye farklı… Bu fark diğer projeleri ancak “kopya” seviyesinde tutar, program bu sezon da haftada 2 gün Star’ı zirveye taşır, şüpheniz olmasın.
Yazı Dipnot Tablet 133. sayısında yayınlanmıştır… Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için TIKLAYINIZ