Aşk ekmek hayaller ilk bölümüyle bu akşam ekrana geldi. Bu merhabayı nasıl buldun diye soranlara kısa kısa notlar yazmak istedim.
– Müjde Ar’ı çok seven ben dizinin başına bu motivasyonla oturdum ve hikayenin bel kemiğinin onun canlandırdığı karakter olduğunu görünce mutlu oldum. İrem Altuğ’un da çok iyi bir seçim olduğunu söylemeliyim, doğum sahnesini öyle bir canlandırmış ki hayran kalmamak elde değildi.
-Berna Laçin’in bir perukla 20’li yaşlarında görünebileceğini zannetmek ise fazla iyimserlik olur. Berna Laçin zaten yaşı ile çok güzel olan bir kadın. Onun gençliğini başkası oynasaydı, o kendi yaşında bir anne olarak ekrana gelseydi. O kötü peruk da neyin nesi? Haydi onu da geçtim, 90’lı yıllarda bile sarı saçlı olarak tanıdığımız Laçin’i kahverengi saçlarla izleyicinin doğal karşılayabileceği nasıl bir yanılgıdır.
-Allah aşkına kim uydurdu bu kötüler fısıltıyla konuşur geleneğini. Neden ilk sahnelerde her iş çeviren, kötülük yapan Muhteşem Yüzyıl’daki fısıldama haline geçiyor. Yeni moda bu mu?
-Kadınların giyiminde zaman zaman bugüne ait öğeler, tasma kolye vs. rastlansa da erkeklerin yüksek bel pantolonları, uzun ceketleri ve kötü desenli kravatları bize 90’lı yıllarda olduğumuzu hatırlattı. Araçların içindeki kocaman telsiz telefonlar zamanın 90’lar olduğunu betimlese de sahne arkasında görünen çanak antenler, sağlık ocağındaki metal kenarlı panolar göze çarptı.
-Dizinin arka jenerik şarkısının “sansürlenen hayaller” kısmına ise izlediğim kişilerle beraber güldüm. Yahu nedir bu zorlama…
-Dizinin çok genç bir kadrosu var Barış Hacıhan ve Furkan Andıç’ı önümüzdeki haftalarca göreceğiz. Henüz ana castın yarısını ekranda gördük, bu hikaye çok şeylere gebe.
-İlk sahnelerde türbeye giden ve türbede fal baktıran Leyla’nın geleceğinin görülmesini izledik. Tabii, roman falcıyı hepimizin Leyla ile Mecnun’dan tanıdığı çiçekçi karakterini oynayan Sebahat Adalar’ın canlandırması da kanımca kötü bir tercihti. Karikatür bir karakter (hem de çiçekçi rolü) oynayan ve böyle akla kazınan oyuncuyu gerçekçi olması gereken bir Roman falcı rolünde oynatmak riskti ki bende sahne karikatürleşti. Herkeste bu çağrışım olmamış olabilir tabii…
-Senaryoya gelirsek, 7 yaşında bir çocuğa yeşilçam repliği yazılması ancak izleyiciyi güldürür. Fakir ama gururlu genç misali babasının karşısına dikilen çocuğun annesiyle konuşması da biraz abartıydı.
-Belki bu Yeşilçam replikleri de zamanla değişir, kimi sahnelerde uzun bakışmalar olsa da hikaye de oldukça hızlı ilerliyor. Dizinin ilk bölümünde 2 aldatma, 2 babasını yanlış bilen veya bilmeyen çocuk, 1 hırsızlık olayı oldu. Hikayenin son sürat devam etmesi ve temponun yüksekliği gelecek bölümleri merak etmemi sağlıyor. Çok benim sevebileceğim bir dizi değil, bilenler bilir bu tür dramalar biraz sıkıyor beni. Ancak sevenleri olabilir, henüz yorum için çok erken.
İlk bölüm reytingleri anlık ölçümde 3’ün üstüne çıkamasa da bekleyelim görelim, bol şans dileyelim.
İzlerken çalakalem aldığım bu notlar sizlere yazı gibi gelmesin tabi 🙂 Birkaç bölüm sonra detaylı bir yazı yazabilirim. Yazım hataları, düşük cümleler varsa şimdiden affola.