Türkiye’nin en güzel kadınlarından biri… Yalnızca Türkiye’de değil uluslararası arenada değer gören bir oyuncu. Bu haftaki porte konuğum tam adıyla Hatice Tuba Büyüküstün.
5 Temmuz 1982 yılında İstanbul’a armağan olan Büyüküstün Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sahne Dekorları ve Kostüm Tasarımı bölümünden mezun. Bankacı bir anne ile elektronik mühendisi bir babanın tek çocuğu… Bu güzellik nereden geliyor diye soranları aydınlatayım babası Giritli, annesi Kırımlı… Babaannesi tarafından büyütülen Tuba Büyüküstün’ün gençliğine kadar kız arkadaşları olmaması, onların sohbetleri yerine kitap okumayı tercih etmiş olması sizleri şaşırtabilir. Anlaşılmayı ve anlamayı önemsediği her söyleşisinde ünlemlenen Büyüküstün’ün muhabirlerce en dikkat çeken yönü ise sakinliği ve duygusallığı… Öyle ki zaman zaman eşi Onur Saylak’a, annesi ve babasına mektuplar yazdığını not düşüyor genç kadın bir söyleşisinde…
Aşkın kadınları güzelleştirdiği ancak güzel kadınların aşktan yana pek de şanslı olmadığı konuşulur. Tuba Büyüküstün ise eşi Onur Saylak ile uzun süren arkadaşlıklarının bir anda aşka dönüştüğünü anlatırken onun gözlerine bakarak huzur bulduğunu vurguluyor. Güzel kadınlar da aşkı bulabiliyormuş diye düşünürken buluyorum kendimi bu satırları okurken. İlk aşkını şöyle anlatıyor güzel oyuncu, 14 yaşında aşık olduğunu 3 yıl süren flörtle aşkla tanıştığından bahsediyor. Şimdilerde Toprak ve Maya isimlerinde iki çocuk annesi olan genç yıldızın sette kızları için kıyafetler ördüğü ve diktiğine inanır mısınız? Asaleti ve güzelliğiyle anılan genç kadını elinde örgü şişleriyle hayal edemeyen bir tek ben olmasam gerek… Ancak gerçek… Kendisi bir röportajında kumaşı iyi ve rahat kıyafetler bulamadığı için çocuklarına şalvar pantolonlar, tulumla, kıyafetler diktiğini açıklamış. 7 ay oyuncu eşi Onur Saylak ile beraber, bir destek almadan çocuklarına baktıklarını anlatmasına da şaşırabilirsiniz ama gerçek… Onlar için tek temennisinin ise iyi insanlar olmaları olduğunu anlatıyor bir yanıtında.
Gelin beraber başa dönelim… Tuba Büyüküstün’ü nasıl gördüğümüzü hatırlıyor musunuz? Onu ilk olarak reklam filmlerinde gördük, hepimizin aklında olan “zuzu” reklamındaki anneydi mesela kendisi… İlk projesi Sultan Makamı oldu ancak dikkatleri üzerine çektiği zarafet temsili Zarife rolüyle dizi izlemeyenlerin bile efsanesi Çemberimde Gül Oya’nın unutulmazlarından oldu genç oyuncu.
Reklamlardan Uluslararası Emmy Ödüllerine ulaşan 10 yıllık bir başarı öyküsü Tuba Büyüküstün’ünki… Keşifleriyle TV dünyasının yıldızlarını var eden Tomris Giritlioğlu onun da hayatının keskin virajlarını çizen isim. 2005 yılında Bülent İnal, Özge Borak ve Sinan Tuzcu ile başrolünde yer aldığı Ihlamurlar Altında ile spotların odağı olan Tuba, Türkiye dizilerinin uluslararası başarısıyla beraber Ortadoğu, Arap ve Balkan izleyicilerinin gözdeleri arasında yerini aldı. 2007 yılında Kanal D ekranlarına gelen Asi ile kariyerinde çıtayı yükseğe taşıyan başarılı oyuncu 2010 yılında Gönülçelen, 2013’te 20 Dakika ile izleyiciyle buluşurken, şimdilerde ise Kara Para Aşk ile ekranlarda. Sinema filmi diye sorarsanız ise Babam ve Oğlum, Sınav ve son olarak Yüreğine Sor ile Karadeniz kadını olarak karşımıza çıktığını hatırlatabilirim. Bu genel bilgiden sonra gelin Tuba Büyüküstün’ün demeçlerine biraz daha yakından bakalım.
Cate Blanchett’in, Juliette Binoche’un, Julia Roberts’ın, Meryl Streep’in tüm filmlerini izlemiş bir sinemasever kendisi. Uluslararası arenada ödüller ve adaylıklar yer alıyor Büyüküstün’ün kariyerinde… Sırbistan-Karadağ Cumhuriyeti Uluslararası TV Festival Bar’da En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan genç oyuncu, 51. Monte-Carlo Televizyon Festivali’nde En İyi Pembe Dizi kategorisinde başrolünü paylaştığı Asi dizisi ile aday oldu. Kendisi 20 Dakika’daki rolüyle 42. Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Kadın Oyuncu kategorisine aday gösterilerek, Emmy’e aday olabilen tek Türk oyuncu ünvanını aldı. Unisef’in iyi niyet elçisi olan genç yıldızı benim gözümde yıldızlaştıran ise kısacık bir anı, sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Tuba Büyüküstün, 20 Dakika’daki rolüyle bir ödülde kadın oyuncular arasında aday olamamış ancak rol arkadaşı İlker Aksum en iyi erkek oyuncu kategorisinde aday olarak listelenmişti. Bu tür ödüllerde yardımcı rolle aday olduğunda (ki gerçekten yardımcı roldü) “ben başrolüm, adaylığı reddediyorum” diye rest çeken deneyimli oyuncular görmüş biri olarak tören öncesi aday olmamasına rağmen kırmızı halıda genç kadını görmek beni dumura uğratmıştı. Rol arkadaşını ve dizi ekibini yalnız bırakmamak için şehir dışındaki törene gelen ve kırmızı halıda gülümseyerek poz veren Büyüküstün, oyunculuğu ile kimilerince eleştirilse, güzelliği ile herkesçe baş tacı edilse de bence sektörde az rastlanır metevazılığı ve nezaketiyle her şeyden önce saygıyı hak ediyor.
İyi seyirler sayın izleyici…
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız.