Poyraz Karayel geçtiğimiz hafta ekranlardan izleyicisine merhaba dedi. Dizinin analizine geçmeden önce konuyu bilmeyenler için not edelim:
Poyraz, dibi görmüş bir adam. Hayatta sevdiği, değer verdiği her şeyi ailesini, mesleğini, karısını ve oğlunu kaybetmiş. Bütün bu dertlerle dalga geçerek ayakta kalmış. Canından çok sevdiği oğlunu, kayınpederi Ünsal’dan almak için çaresizlik içinde düşünürken, oğlunu almak için eski amiri Mümtaz, ona bir teklif yapar. Bahri Umman adlı bir mafya babasının yanına girecek ve ona bilgi sağlayacaktır. Çaresiz kalan Poyraz, bu teklifi kabul etmek zorunda kalır. Bu arada Ayşegül diye bir kızla tanışmıştır. Poyraz, kendi başını belaya sokma konusunda uzman olduğundan, Ayşegül’ü de her belanın içine katmayı başarır. İkili, ilk andan itibaren birbirlerinden hoşlanmışlardır. Ne var ki bu iki yaralı, yorgun ve yalnız insan için aşk imkansız gibi görünmektedir. Çünkü Ayşegül, Poyraz’ın patronu Bahri Umman’ın kızıdır ve üstelik Poyraz bu gerçeği Ayşegül’den saklamak zorundadır.
YEREL KABADAYI, KÜRESEL MAFYA KALIBINA
Suç kadar suçun romantizminin de işleneceğinin sinyalini veren dizi, oğlu uyuşturucudan öldüğü için uyuşturucu piyasasına girmeyi şiddetle reddeden, bunun için adamlarını harcamayı göze alan bir “Baba”yı ekrana taşıyor. Kötü mafya algısı ekranda yerini uluslararası arenada sıklıkla gördüğümüz küresel mafya kalıbına bırakıyor. Hatta biraz kabadayı kalıbına yakın duruyor “Baba”nın duruşu… Kızının “Sen tüm İstanbul’a baba oldun da bize olamadın” demesi aklıma Ezel’i düşürdü. İkisinde de evlat rolünde Burçin Terzioğlu vardı, Ezel’de Ramiz Dayı’nın mektubu “ben iyi bir baba olamadım” derken, kızının da “bana kızım deme” yakarışları bölümler boyunca sürmüştü. Herkesin zor gün dostu olan dayı, aynen Poyraz Karayel’in babası gibi evlatlarına babalık yapamamıştı. Bildiğimiz bu tablo özetle erk olarak gösterilen babanın gücünü, babalığını evlatlarıyla sorgulatıyor ve gücün içindeki zayıflığı resmederek ekranda sıklıkla gördüğümüz safi iyi veya kötü, idealize karakter illüzyonunun yerini gerçekçiliğe bırakıyor.
POYRAZ KARAYEL: BEHZAT Ç’DEN BU YANA EKRANLARIN EN YALNIZ ERKEĞİ
Ekranların Behzat Ç’den bu yana en yalnız karakteri olarak bahsedebileceğimiz Poyraz’ın tiradları da altı çizilmesi gerekenlerdendi, hatırlayalım: “Ülkemiz: üç tarafı denizlerle çevrili, içi yalnızlıklarla dolu bir kara parçasıdır. Ekonomimiz: Antalya’da portakal, Afyon’da sucuk, İmzit’de pişmaniye üretip bunları bir türlü kimseye satamayız. Fransa’dan aydınlarımız için bunalım,() spor severler için Güney Afrika’dan stoper ve Rusya’dan 1.80 üzeri gelinler ihtal edilip, bütün bunlar ülkemiz senaristleri tarafından televizyon dizilerine dönüştürülüp Araplara satılır. Ülkemizde yazlar sıcak ve ter kokulu, kışlar ise soğuk ve yanlız geçer. Ayrıca Ülkemizde en gelişmiş spor dalı karşılıksız sevmektir. Karşılıklı sevmeyi bir türlü beceremediğimizden dolayı az gelişmiş ülkeler seviyesinde kalırız. Halbuki batının gelişmiş ülkelerinde insanlar birbirlerini hep karşılıklı severler.”
POYRAZ KARAYEL, KARA PARA AŞK’TAN İZLEYİCİ ÇALABİLİR
Dizi beklentimin çok daha üstünde iyi çıktı ancak… Fragmanlarda gördüğüm dizi bu değildi… Mafyatik tarafıyla erkek izleyiciye göz kırparken muzip replikler ve yalnız romantik vurgusuyla kadınları ekrana çekeceğine inandığım dizinin yayınlanan fragmanlarında bunu göremedik! Çatışma sahnesi başarılı, karanlık yanı da bir hayli iyi oyunculardan oluşan (Musa Uzunlar, Engin Benli gibi) dizinin tanıtımları bir aile trajedisi ve bu trajedinin içinden beslenen bir komedinin varlığını anlatıyordu o kadar. Bu kriminal kanadı anlatan, erkek izleyiciyi de çekecek veya Kara Para Aşk’ın eksik yanından seyirci çalacak bir tanıtım olmadı, ki bence bu dizi için ilk yanlış burada yapıldı. Zira dizi Çarşamba akşamları ekrana geliyor ve genel hikayesi ile suç örgüsü içinde birbirine aşık olacak iki karakter bize aynı saatte yayınlanan Kara Para Aşk’ta da sunuluyor. Ancak Kara Para Aşk artık ikinci sezonu olduğu ve neredeyse tüm düğümleri çözüldüğü için iyice aşk dizisine döndü ve bu gerilimi, gizemi, macerayı aşkla beraber görmek isteyen izleyici şu an Poyraz Karayel’e geçmeye teşne olabilirdi, hala olabilir. Ancak bu ihtimal tanıtımlardaki bence yanlış strateji nedeniyle ikinci bölüme ertelendi. Poyraz Karayel’in en büyük rakibinin Kara Para Aşk olduğunu ve gün birincisi olmak için değil (Diriliş Muhteşem Yüzyıl’ın yerini doldurdu ve zirveyi kapattı) Kara Para Aşk’ın yerini almak hedefiyle yayın planına konulduğunu düşünüyorum. Bu nedenledir ki, 2. ve 3.lük bu diziyi yayında tutmaya yeterli olabilir.
Bir de dipnot, dizinin hâlihazırda 6 bölümü montajlanmış durumda, 7. Bölümün çekimleri sürüyor. Yani ekip şu an 6 bölüm stoklu gidiyor. Çekimleri sezon başında başlasa da yayın tarihi sürekli ertelenen dizi, hem avantaj hem de dezavantajı bu stokla yaşıyor. Avantaj, aceleye gerek yok, dizi en az 7 bölüm sürecek. Dezavantaj izleyiciden gelen tepkilere göre revizyon ihtimali çok daha az, çünkü yayın bantları bile hazır. Bir de duyumlara kulak kabarttım 5. Bölüm sonrası dizide hikaye çok daha fazla canlanacakmış.
Yolu açık olsun, iyi seyirler…
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız.
Kardesım nedir bu her hafta bı beşiktaş muhabbetıdır gıdıyor.artık ınsanlara rahatsızlık vermeye başladı. Ozaman gidin diziyi BJK tv de yayınlayın yada dıger takımların taraftarlarına saygı gösterın