Bu ne biçim başlık diyebilirsiniz, ancak Engin Günaydın ile tanışmam “O Hikayedeki Mal Benim”e yani sahnelediği tek kişilik gösterisine dayanıyor. Kimi için Yeraltı, kimi için Vavien’den bir sahnenin aktörü, bazınız Burhan abi diyor kimi için Gül ağa, bazınız için iyi oyuncu, kiminiz onun adını hala Erol Günaydın’la karıştırıyorsunuz. Gelin Engin Günaydın’ı beraber tanımaya çalışalım.

Her fırsatta gönderme yaptığı üzere memleketi Tokat Erbaa Engin Günaydın’ın… Gözümelalar diye bilinen aileden. 29 Ocak 1972 doğumlu. Beş kardeş, dört erkek bir kız… Kardeşler ne kimlerden derseniz, bir tanesi elektrikçi, biri Tekel’de işçi, bir tanesi elektrikçiymiş vefat etmiş, abla da ev kadını. Lisede aldığı ödülle okullararası yarışmada yeteneğini izleyiciyle buluşan oyuncu, önce Hacettepe sonra Mimar Sinan Üniversiteleri’nin sahne tozunu yuttu. Otogargara, Bir Demet Tiyatro, Zaga, Avrupa Yakası, Galip Derviş projelerinin yanında Vavien, Yeraltı gibi sinema filmlerini de biyografisine altın harflerle yazan Günaydın, En İyi Erkek Oyuncu ödüllerine de sahip.
Takip ettiği projeler var mı sorularına pek çok meslektaşı gibi sitemkar cevaplarla karşılık vermiyor Günaydın, “kötü dizileri seviyorum sarhoşken eğlenceli oluyor” diyerek gülümsetiyor. 20’ye yakın yeğen ile kalabalık bir ailenin parçası kendisi, komedinin bu kalabalıktan beslendiğini varsaymak zor olmasa gerek… Şimdilerde İçimdeki Ses filmiyle gündemde olan Engin Günaydın’ın iyi bir gözlemci olduğunu filmde Füsun Demirel’in oynadığı anne karakterini izlerseniz daha iyi anlayabilirsiniz. Gerçi kendi ailesinin hikayesini de kaleme aldığı “Ağlamak Yok” adlı bir filmi olduğunu belirtiyor başarılı oyuncu, proje şimdilik rafta olsa da merak uyandırmıyor değil hani…
En mutlu anı sorulduğunda içki içmekten keyif aldığının altını çizerken ekliyor, “Arkadaşlarımla içki içerken yalnızlığımdan kurtuluyorum.” Tamam diyorum, bak şimdi devamı gelecek “Yalnızlıktan besleniyorum” falan ama öyle olmuyor. Cihangir entelektüellerinin “ruhum sancıyor” triplerinden uzak röportajlarında okunan Engin Günaydın, cümleye “Çok para kazanmayı bile yalnızlıktan korktuğum için reddettim. Zengin olmak istemedim, belli bir yerden sonra arkadaşlarımla ilişkilerim kopabilir, ailemin küçük oğullarının çok para kazanan bir adam haline gelmesinden korktum.” diye devam ediyor.
Hmm diye mırıldanarak araştırmaya devam ediyorum. Farklı röportajlarda gözüm gezinirken aşkla ilgili sorulan sorulardan birine “Aşk bir tatil ve henüz hakettiğimi düşünmüyorum” dediğini okuyorum, çok çalışması gerekmiş. Konu tek gecelik ilişkilere geldiğinde ise açıkça “seviyorum” diyor, “onun enerjisi başka, büyük aşklar orada oluyor.” Hazzın ilk geceden sonra azaldığını düşünüyor. Eskiden ise dışarıdan asosyal göründüğünü demeçlerinde vurguluyor, hatta Aşkım Aşkım setinde Emel Sayın’ın kendisini “Oğlum sosyalleş biraz” diyerek dansa kaldırdığını anlatıyor.
Bu kadar açık sözlü bir adamın sırrı yok mudur diye düşünebilirsiniz, kendisiyle ilgili en büyük sırları Binnur Kaya’nın bildiğini belirtiyor, tabi bende bir düşünce “İyi oyuncular hep mi yakın arkadaş olur arkadaş!” Hakkında şaşırdığım bir diğer not ise röportajında kitap okuyamadığını belirtmesi oldu, ilginçtir izleyici gözüyle baya kütüphanesi zengin bir oyuncu olduğunu düşünmüştüm kendisinin, belki de senaryo yazmasının yarattığı algı karmaşasıdır.
Sizlere kısa bir portrede Engin Günaydın’ı anlatmaya çalıştım, hatırlatan yani güncel projesi ise İçimdeki Ses oldu. Film vizyonda, (izleyenler bilir) bir Ahmet Kayımtu değil ama Engin Günaydın da bu portrenin konusu oldu.
İyi seyirler sayın izleyici…
Dipnot Televizyon yazılarını ve çok daha fazlasını Dipnot Tablet dergide okuyabilirsiniz.
App. Store’dan iPad ve iPhone’nunuza ÜCRETSİZ indirmek için tıklayınız.