Ekranların en entrikalı dizisi Kara Ekmek… Dizide işlenen bir cinayet sonrası maktulün yerine geçerek kendini zengin bir ailenin içinde bulan gecekondu güzeli Asiye ve ailesinin hikayesi anlatılıyor. Karmaşık ilişki ağı içerisinde an geliyor iki kardeş de aynı evli adama aşık oluyor, kimi zaman evin gelini kocasını onun üvey kardeşiyle aldatıyor, cinayetin sır perdesi aralanırken ailenin büyükannesi intikam meleği oluveriyor… Bu kadar ihtiras içinde aşk üçgenlerinin en masum karakteri ise Asiye’nin kardeşi Mine… İkinci sezonuna giren dizinin Mine’si Elifcan Ongurlar ile Dipnot Tablet dergi için görüştük. Hemen belirtelim, güleryüzlü ve sempatik tavırlarıyla dikkat çeken oyuncu henüz söyleşinin başında fanlara selamı ihmal etmedi, “motivasyon kaynağı” olarak gösterdiği dizi izleyicilerinin ilgisi röportaj esnasında da bizi yalnız bırakmazken Elifcan açıksözlülüğüyle kalbimizi kazandı. Daha fazla uzatmadan sizleri söyleşimizle baş başa bırakıyorum.
“GÜÇLÜ VE CESUR BİR KADINIM”
93’lü olduğuna inanmak istemiyorum… Bu tepkiyi çok fazla alıyor musun?
Hiç kimse inanmıyor 93’lü olduğuma. Bu tepkiyi çok alıyorum. Bazen bende kendimi olduğum yaşta değil de biraz daha büyük hissettiğim anlar oluyor ama öyle zamanlarda saçmalama yaşını yaşa diyorum (Gülüyor)
Herkesin hayatında kırılmalar yaratan insanlar vardır, sende bu isim kim?
Canım babam…
Hayatını tamamen değiştirme cesaretin var mı? Dizideki gibi bir suçtan bahsetmiyorum ancak bir gün her şeyi bırakıp gidebilecek cesur bir kadın mı Elifcan?
Gerçekten kalpten inanırsam eğer yapamayacağım şey yok. Hep derim kendime, çok güçlüyümdür, cesaretliyimdir ve çevremdeki herkes aynı şeyi söyler.
Dizinin en dişi karakteri ise bence Pervin, bir röportajında Mine’den memnun olduğunu ama Pervin’i de oynamak isteyeceğini okudum. Kötü karakterlere, dişi rollere merakın var mı?
Evet Mine’yi çok severek oynuyorum. Bana çok katkıları oluyor. Pervin de çok güzel bir karakter, çok oynanası bir karakter ama hep söylüyorum bunu sağlayan Gülçin’dir diye. O kadar güzel bir karakter çıkardı ve o kadar güzel oynuyor ki, sevmemek mümkün değil Pervin’i. Her zamanda söylediğim şey kötü kadını oynamak istiyorum olmuştur. Dişi roller her zaman oyuncuya çok şey katar ve çok tatmin eder. Elifcan olarak hep beni zorlayan roller oynamak isterim o yüzden.
“Gençlik dizileri ya da komediler bana göre değil.” demişsin, gerçekten merak ettim, neden? Ben canlandırınca seni eğlenceli bir romantik komediye yakıştırıyorum.
Evet böyle bir şey söylemiştim ama belki de dramı daha çok sevdiğim için kendimi daha çok yakıştırdığım için öyle hissetmişimdir ama tabi ki her şey senaryodur, öyle bir senaryo gelir ki bu sözüm çöp olur. Bunu çok duyuyorum çok tatlı olursun romantik komedilere diye. Kısmet (Gülüyor)
İzleyici neden Kara Ekmek’i izlemeli?
Kara Ekmek çok renkli bir dizi, birden çok olay işleniyor. Sıcak ve çeşitli bir iş. İnsanlar bence bunu seviyorlar. Acaba ne olacak dedirtmek önemli bir şey dizide. Mutlaka insanlara dokunacak gerçek hayatlar var. O Yüzden izleyen herkes mutlaka bir yerden bir şey bulur kendine dair.
“GECEKONDU VE YALININ KOKUSU BİLE FARKLI”
Kara Ekmek hem gecekondu hem de köşk hayatını gösteren bir dizi, sen de sınıf çatışmasını birebir yaşayan bir karakteri canlandırıyorsun. İlginç deneyimler olmuştur eminim, çekim mekanlarında neler gözlemledin?
Kara Ekmek’te en çok sevdiğim şey çatışma. Bu bizi ayakta tutuyor. Birçok yol acıyor diziye. Aynı hayat gibi. Birçok şey var aklıma gelen ama en çok hatırladığım şey, koku. Gecekonduda ve yalıda olan kokular çok farklı.
Yeni sezonla beraber Mine’nin de değişimini göreceğiz galiba… Neler bekliyor izleyiciyi?
Mine yeni sezonda çok değişecek. Net olarak şöyle olacak böyle olacak diyemem ama çok haklı sebepleri var değişmek için. Her hafta ne olacak diye heyecanla bekliyorum senaryoyu. Bu değişim için de çok mutluyum. Farklılık iyidir. Oyunculuğumu göstermek açısından büyük şans benim için.
“HİÇ EVLİ BİR ERKEĞE AŞIK OLMADIM”
Kayıp Şehir benim için yeri ayrı dizilerden biriydi, sosyal mesajından senaryosuna, oyunculuktan yönetmenliğe kadar. Sen nasıl anıyorsun o diziyi sende neler bıraktı?
Kayıp Şehir’in çok başka bir yeri vardır bende. Hala hatırladığımda, izlediğimde müziklerini dinlediğimde tüylerim diken diken olur. Bu sektörde böyle olmak çok zordur ama biz Kayıp Şehir’de bir aile olduk gerçekten. Böyle bir iş bir daha çok zor gelir.
O dizide siyahi bir göçmene aşık oluyordu oynadığın karakter sende aşkın bir engeli var mıdır? Aşk için neleri göze alırsın?
Aşkın engeli var mıdır sorusunu soracak bir şey yaşamadım ama peşinden koşulacak bir şey. Birçok duyguyu yaşatan tek şey bu hayatta. Aşk ve mantık da çok ters zaten birbirine, o yüzden aşık olduğum zaman her şeyi göze alırım dersin.
Kara Ekmek’te evli bir erkeğe aşık oldu Mine, dahası ablası da Taylan’a ilgi duyuyordu. Kendi hayatında böyle bir seçim yapman gerekse nasıl davranırdın?
Öyle bir şeyle karşılaşmadığım için hiç bilmiyorum ne yaparım ama aile benim için çok önemlidir.
“KÜÇÜKKEN OSCAR ALMIŞ GİBİ OYUN OYNARDIM”
Milli tenisçi, kendi halinde bir öğrenciyken bir gazete haberi görüyorsun ve hayatın değişiyor. Bir filmin açılış sahnesi gibi… Senin hikayeni merak ediyorum. Hayatın bir film olsa şu an kendinizi o filmin neresinde görürsün neden?
Hayatım bir film olsa kendimi filmin daha giriş kısmında görürdüm çünkü bu meslekte daha yapmak istediğim çok şey ve elde etmek istediğim başarılar var. Bu yolda şu ana kadar iyi giden bir geçmişim oldu fakat filmin bitmesi için daha çok zaman var.
Bir izleyici olarak Elifcan’ı izlesen onun hakkında ne düşünürdün, onu sever miydin mesela?
Bayılırdım ona (Gülüyor) Şaka bir yana ben kendimi çok severim o yüzden kötü düşünemiyorum aslında ama bazen sevmediğim de olurdu herhalde izlediğimde.
Küçükken evde vazoyla Oscar aldığını canlandırarak oyunlar oynayan bir kadına hayallerini sormazsam olmaz.
Küçükken evet oynardım öyle oyunlar. Hiçbir şeyi bilmediğim bu konularla ilgili sadece oscarın çok güzel bir şey olduğunu bildiğim zamanlardı. Çok masum zamanlardı aslında. Sonra biraz büyüyünce o vazo tekrar yerini aldı aksesuar olarak. (Gülüyor) İnsan büyüdükçe biraz daha emin adımlar atmak istiyor ve öyle olması daha doğru oluyor. O yüzden çok geleceğe dair değil yakın geleceğe dair hayaller kurarım.
KARŞIYAKALI OLDUĞUM İÇİN ÇOK ŞANSLIYIM
Sen, dizide beraber rol aldığın Ushan Çakır da, Alican Albayrak da, Gülçin Santırcıoğlu da… İzmir’in hatta Karşıyaka’nın havasından suyundan mı oyunculuk yeteneği dersin?
Karşıyakalı olduğum için inanılmaz şanslı olduğumu düşünüyorum. Bir daha doğsam gene Karşıyaka’da doğmak isterim. Karşıyaka insana mutluluk verir özgürlük özgüven verir ama zordur bir Karşıyakalı dikkat edin, havasında suyunda var galiba bir şey gerçekten. (Gülüyor)
Röportaj: Gizem Kaboğlu
Röportaj Dipnot Tablet Dergi’de yayınlanmıştır.