Wilma Elles: PATLAMAK ÜZERE OLAN BİR BOMBA GİBİYİM

Türkiye’nin Carolin Yenge’si olarak tanınan Wilma Elles şimdilerde Filinta’nın Anita’sı olarak ekranda. Dizide bir Alman ajanını canlandıran güzel oyuncu Anita ile diziye geri dönecek olmanın heyecanını yaşıyor. Wilma Elles yeni doğan ikiz bebeklerinden Filinta’nın başarısına kadar pekçok konu hakkındaki sorularımızı samimiyetle yanıtladı. Güler yüzüyle gönlümüzü çalan Elles’in disiplini ve Türkçe’ye hakimiyeti ise bizi kendisine hayran bıraktı. Gelin Dipnot Tablet için gerçekleştirilen bu özel röportaja kulak verin.

Wilma Elles Röportajı
Wilma Elles Röportajı

TÜRK İSMİ ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM

İstanbul’u andığınızda “Hayatım burada değişti” dediğinizi okudum, o değişiklikte neler oldu?

Evet, İstanbul’da hayatım çok değişti. İlk önce 1 Milyon nüfusu olan küçük şehir Köln’den bir Metropol’e taşındım. 4 yaşından beri oyunculuk yapıyorum. Almanya’da oyunculuk okulunu daha yeni bitirdim, ilk sinema filmleri orada çevirdim ve değişik dizilerde oynadım. Ama İstanbul’da ilk defa bir dizide bir başrol oynadım. Ve hemen hemen her gün her gün kameranın önündeydim. Üstelik başka bir dilde!

Bu değişimi sağlayan hayatınızda kırılma yaratan isimler kimler?

Beni ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ dizisinin yönetmeni Zeynep Günay Tan’a tavsiye ettiği için hala Mustafa Kolos’a çok müteşekkirim. Ve bana ilk rol teksti gelir gelmez, audiotion için bana türkce tekst ile yardım eden ve bana şans dileyen Zeynel Cal’a teşekkür ederim. Hayat yolum üstünde boyunca karşılaştığım bütün insanlara, iyi ya da kötülere, hepsine çok müteşekkirim. Onlar bana çok şey öğrettiler ve şimdiki var olduğum yeri onlara borçluyum.

Wilma Elles Röportaj
Wilma Elles Röportaj

Türkiye’de hangi ismi kullanmayı tercih edersiniz, Aslı ismini aldığınız gazetelerde yazıldı. Doğru mu?

Aslı ismini hiç bir zaman almadım. Sadece ilginç taraf şu; soyadım Elles’in Türkçesi Aslı demektir. Wilma ismini çok seviyorum. Ama bir Türk ismi de istiyorum ve hala bu konuda düşünüyorum.

HOLLYWOOD’DA NE VARSA FİLİNTA’DA DA VAR!

Sizin kadar çeşitli rol oynayan bir oyuncu daha yoktur herhalde. Anita’da sizi heyecanlandıran neydi?

Çok teşekkür ediyorum (Gülüyor) Çok sevindim. Hakikaten buna çok önem veriyorum. Her rol bir öncekinden çok farklı olsun diye isteyen bir oyuncuyum. Ve farklı farklı yönetmenlerle birlikte çalışmayı seviyorum. Çünkü her farklı yönetmenin projesi bana komple yeni bir dünyanın kapısını açıyor ama Anita, benim şu anda kadar en ilginç rolüm oldu diyebilirim. Anita Von Wilhelm, Almanya’nın başbakanının kızı… Hem Avrupa’nın en ünlü sanatçısı, hem de bir ajan! Üstelik ilk kez Osmanlı İmparatorluğu’na geliyor cünkü, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında bir savaş başlatmak istiyor. Bundan daha büyük bir şey olabilir mi sizce??? Daha heyecanlı bir rol düşünebilir misiniz? (Gülüyor)

Wilma Elles Filinta
Wilma Elles Filinta

İzleyici neden Filinta’yı tercih etmeli?

Filinta dizisi ilk önce çok heyecanlı! Hikâyeler nefes kesici, film kalitesinde çekiliyor.

Cannes’da yoğun ilgi gördü diziniz, yabancı ülkelere de satıldığı haberlerini alıyoruz.

Hollywood’ da ne varsa artık Filinta ile Türkiye’de de o var. Filinta izleyen herkesin ‘Woww!’ diyebileceği bir dizi! Aşk, aksiyon, tarih, gerçeklik, fantezi, müthiş senaryo, yönetmenlik, kamera, makyaj, saç, kostüm, dekor, oyunculuklar… Hepsi mükemmel!

Bu da başarıyı getiriyor…

Elbette… Ayrıca hepimiz işimizi çok seviyoruz… Bu enerji seyirciye de yansıyor, onlar da sinerjiyi hissediyor tabii ki.

Geçtiğimiz sezon Filinta’ya döneceğinizi söyleyerek ara verdiniz, Anita Filinta’ya neler getiriyor? Meraklanmalı mıyız?

Ben de çok meraklıyım… Bu hafta çekimlerim başlıyor. Ama kesin bir şey var ki; Anita patlamak üzere olacak bir bomba olarak geri dönecek çünkü ben de öyleyim, enerji doluyum. Zaten bir sanatçı aslında hiç ara veremez… Hep kendini ifade etmek, üretmek ister…

Anita şarkıcılık ve dans yetenekleriyle sahnede, sizin dans ve müziğe yeteneğiniz var mıdır? Rol sizi zorluyor mu?

Daha önce de bir şarkıcı oynamıştım. Ama Anita karakterinde ilk defa canlı performansımla, bütün ekibin önünde bir şarkı söyledim. Üstelik de tanımadığım bir ekibin önünde… (Gülüyor) O beni çok heyecanlandırdı tabii ki. Ama çocukken 8 yıl boyunca çok iyi bir Jazz Dance grubu üyesiydim. Alman nasyonal turnuvasına katılıp, o yaş grubunda, üçüncülük ödülü kazanmıştık.

18265206763_55753c5cf4_z

BEN DE ZOR GÜNLER GEÇİRDİM AMA PES ETMEK YOK

Köln Üniversitesi’nde Siyaset Bölümü İslâm Bilimleri’ni birincilikle bitirdiniz. Anita da ajanken, Türkiye’deki meşhur ajan paranoyası size de denk geldi mi merak ediyorum. Sizi ajan zannedenler oldu mu?

Oldu gerçekten. Kerem mesela, Türkiye’nin siyaseti ve tarihi hakkında nasıl bu kadar bilgimin olduğuna, neden Büyükelçilerle tanışıyoruz vs… Hep şaşırmıştır. (Gülüyor) Ama ben burayı, bu ülkeyi çok sevdiğim için her şeyi öğrenmek istedim ve öğrenmekteyim çünkü kendimi burada evimde gibi hissetmek istedim.

Aynı dönem ekranda olduğunuz Meryem Uzerli ile bir dönem sıkça karşılaştırılıyordunuz. Kendisinin Almanya’ya gidişini ve şimdi yeniden dönüş kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz böyle bir risk alabilir miydiniz?

Biz birçok aynı şeyleri yaşadık, aynı tecrübeleri elde ettik. Ama bizim karakterlerimiz çok farklı olduğu icin bu tecrübeleri farklı değerlendirdik. Ben de bazen başka bir kültüre alışma aşamasında, iş yoğunluğunda ya da başarının getirdiği psikolojik baskıdan dolayı, başka insanlara güvenip güvenmeme kararsızlığımdan, ayrıca hamileliğimden dolayı zor dönemler geçirdim. Bu dönemde birçok olumlu bakış açılarına yönelen felsefeler ve arkadaşlarım bana çok yardımcı oldu. Bu sayede mutlu bir sekilde devam ettim. Hayatın içinde hiçbir zaman pes etmek yok! Buna inandım.

18265216833_944691645d_z

DÖRT ÇOCUK İSTİYORUM

Kendisi de ikiz olan biri olarak sormak istiyorum, ikiz annesi olmak, ikiz çocuk büyütmek nasıl bir şey?

(Gülüyor) İlk önce bir bebeğin büyüdüğünü görmek ve bu dünyayı keşfetmesine yardım etmek dünyadaki en keyifli şey. İkiz büyütmek çok güzel ama sen hep ikizine aynı eşit zamanla sarılmak, tutmak, aynı şeyi öğretmek peşindesin. Özellikle Terazi burcu olduğum için ikizlerime hep adil davranmak istiyorum.

Oğlunuza Milat Aristo Kerem, kızınıza ise Melodi Bita Oleka isimlerini koydunuz. Bebeklerinize neden üçer isim verdiniz?

İlk önce ailemde herkesin iki ya da üç ismi var… Bu bizim geleneğimiz. Biz ilk önce bir Türk ismi istedik. İkinci isimlerini Avrupalı bir isim olmasını ve üçüncü isimlerinin de bir akrabanın ismi olmasını istedik. Akraba isimlerini verdikçe cocuklar bereketiyle geliyor.

İki ülke kültüründen çocuklarınıza kazandırmak istediğiniz en iyi özellikler, değerler neler?

Bizim için önemli olan çocuklara genel insani değerleri öğretmek: Mesela her zaman kendine ve başka insanlara saygılı olmalarını, kendilerine güvenmelerini aşılamak. Gerisi zaten gelir.

Dört çocuk istediğinizi okumuştum, ikizlerden sonra yeniden sormam gerek hala kararlı mısınız?

Kesinlikle, dört çocuk istiyorum. (Gülüyor) Allah nasip ederse…Bu hayatta bebeklerden daha tatlı bir şey yok ama tabii ki ilk önce ikizlerimizi büyüteceğiz inşallah. 5- 6 sene sonra kardeşler dünyaya gelse güzel olur.

Röportaj: Gizem Kaboğlu