20 Dakika bugünkü yazımın konusu olan dizi… Ocak ayında ekranda yarış iyice kızışacak… Dizi sektörünün en parlak iki kadın oyuncusu da yeni dizileri ile ekranda olacak, üstelik ikisi de iyi yapımlardan uyarlanan hikayelerle. Daha önceki yazılarında Revenge’e yani Beren Saat’in dizisine değinmiştim, bu kez sırada 20 Dakika adlı dizi var.
20 Dakika odağında senaryo olan bir dizi
Öncelikle 20 dakika dizisi anlatımına esinlenildiği hikayeden başlayalım… Basında The Next Three Days olarak yazılan hikayenin aslı Pour Elle adlı bir Fransız filmine ait. 2008 yapımı film daha sonra Hollywood’da yeniden çekilerek ufak değişikliklerle “Kaçış Planı” yani The Next Three Days filmine evriliyor. Film eleştirilerinin ortak noktası hikayenin sinema tarihinde benzer birçok örneğinin bulunduğu, özellikle Amerikan sineması için klişe olarak değerlendirilebileceği ancak aksiyon sahneleri üzerinden iyi not aldığı yönünde. Yani bu hikayenin filmleştirilmesinde övgü odağı hep yönetmenlik ve oyunculuk üzerine kurulu halbuki Türkiye’de dizinin odağı başka, pazarlanışı da bunu gösteriyor. Nasıl mı? 20 dakika dizi olarak sosyal ağ tartışmalarında senaryo odağında konuşuluyor. “Ezel’in senaristlerinden yeni dizi” diyerek lanse ediliyor 20 Dakika…
20 Dakika neyi anlatacak?
Haftada 1 bölümün çekildiği sektörde 20 dakika dizisi aksiyon sahnelerinin ne kadar iyi olabileceği de tartışılır, bu durumda senaryonun zenginleştirilmesi zorunlu hale geliyor. Gelin biraz hikayeden bahsettikten sonra eleştirilere geri dönelim. Film üzerinden ilerlersek otuzlu yaşlarında bir kadın olacak Melek, diyabet hastası (dizide olmayabilir), sıradan bir iş kadını… Filme göre bir, diziden anladığımız kadarıyla iki çocuğu var. Ali (İlker Aksum) ise film üzerinden ele alırsak Melek’in öğretmen eşi olacak. 20 dakika adlı dizi içinde oyuncu kadrosu hemen hemen netleşse de hala kimin hangi rolü oynayacağı basına açıklanmış değil, ancak hikaye üzerinden ana karakterleri kısaca belirteyim. Dizi Melek’in cinayet şüphelisi olarak tutuklanmasıyla başlıyor, Ali ise karısını kaçırmak için plan yapıyor. Burada Melek’in hapishanedeki hayatını, orada edindiği dostları da göreceğiz, tutuklanma sürecini, savcının tavrını ve avukatının çırpınışlarını da… Ali’nin ise planı yaparken yardım aldığı hapishaneden kaçmak konusunda uzman eski bir tutuklu kilit rol olacak, Ali’nin hayatına girmeye çalışacak bir kadın karakter de olmazsa olmaz… (Filmde parkta adama yakınlaşmaya çalışan güzel bir kadın vardı, dizide muhtemelen kadının rolü genişletilecek) Bir de kötü polis olacak elbette, Ali ile Melek’in anne babaları da unutulmamalı… Elimizde olan net kadroda ise şu isimler var: İlker Aksum, İpek Bilgin, Müjde Uzman, Bülent Emin Yarar, Fırat Çelik ve Tuba Büyüküstün… Varın siz yerleştirin kim hangi rolü oynayacak…
Cinayet sır perdesini koruyacak
Pour elle’de kadının suçsuzluğu üzerinden hikaye ilerlerken The Next Three Days’te kadının suçlu olup olmadığı bilinmiyor ve kocasının bir kere bile “Onu öldürdün mü?” diye sormaması dramatik kurguyu güçlendiriyordu. Bu konuşulamayan durum Zülfü Livaneli’nin Sis adlı filmini anımsattı bana… O filmde de oğlunu karşıt görüşlü örgütten ve polisten kaçırmaya çalışan babanın oğluna cinayeti işleyip işlemediğini bir kere bile sormadığını hatırlıyorum hem de öldürülen diğer oğluyken… Filmi de önerdikten sonra dönelim diziye, muhtemelen dizide de bu perde korunacak ve bir süre “kesin öldürdü” diyerek izlesek de ufak detaylar izleyicide kuşku uyandıracak ve “yok yapmamıştır” yorumlarına neden olacak. Bu çelişkiyi yaratmakta Kerem Deren ve Pınar Bulut çok usta zira…
Tanıtımlar Tuba Büyüküstün güzellemesi tadında
Hikaye iki noktadan damar bulacak birincisi hukukun her zaman adalet sağlayamadığı çıkarımı, ikincisi ise ailenin bir arada olması için nelerin göze alınabileceği tartışması… Kendi adaletini kurmaya ve kendi eliyle ailesini bir arada tutmaya çalışan bir adamın hikayesi aslında 20 Dakika, her ne kadar tanıtımlar “Tuba Büyüküstün’ün yeni dizisi 20 dakika” imajıyla Tuba Büyüküstün güzellemesi olarak ekrana gelse de erkek karakterin ağırlığı da kadının rolü kadar yoğun hikayede… En azından orijinallerinde…
20 Dakika zamanı unutturabilecek mi?
Neyse, gelelim 20 dakika televizyon dizisi içindeki castinge… Şimdiye kadar aşk üçgenleri dörtgenleri içinde rol çerçevesinde vasat bir oyunculuk sergileyen Tuba Büyüküstün ilk kez bu kadar sert bir rolle ekrana gelecek. Onun için verdiği aranın üstüne ispat niteliğinde olacak rol, her kadına kısmet olmayacak türden… Tanıtımlardaki bakışlar ise umut verici… İlker Aksum için ise durum biraz daha risksiz, sıradan bir öğretmen olarak başlasa da sonradan karısını hapisten kaçırmak için adam öldürmeye başlayan, mafyaya bulaşan bir karakter olacak Ali. Sinir harbi de geçirecek, isyan da edecek ama izleyici olarak ben eminim ki İlker Aksum bunları yapar… Bizim Büyük Çaresizliğimiz’deki Ender’i, Karayılan’daki Fransız Komutan’ı, Canım Ailem’deki Adanalı damadı, Kötü Yol’da çapkın Reşat’ı , Küçük Kıyamet’teki aykırı rolü art arda inandırıcılık sorunu yaşamadan oynayan bir oyuncu bu değişimi de çok rahat gösterir… Fırat Çelik için ise kuşkuluyum, dublajsız oynaması umuduyla endişemi dindirmeye çalışıyorum.
Umutudumu güçlendiren başka noktalar da var: İpek Bilgin ve Bülent Emin Yarar gibi usta isimlerin, Toygar Işıklı gibi dizilerin denklemini kolayca çözen bir müzisyenin elinde hikaye izleyiciyi hemen yakalayabilir.
“Zamanı unutturacak dizi” sloganıyla tanıtılan 20 Dakika’nın film uyarlaması olduğu göz önüne alınarak ne olursa olsun 1 sezondan uzun sürmemesi ve tadında bırakılması temennimin altını çiziyorum. Ben 20 Dakika dizisinden umutluyum, çıtayı yükseltecek işlerden biri olarak görüyorum, umarım yanılmam…