Her ne olursa olsun dizilerin tutması için ilk bölümlerde kaptığı izleyiciyle orantılı. Zaten 4-5. bölüm sonrası hızlı bir yükseliş yapan çok az dizi var. (Hırsız Polis gibi istisnalar her zaman öne çıkmıyor) Bir aşk hikayesi de benim bu sezon sevdiğim işlerden biri ancak Şampiyonlar Ligi’nin heyecanla beklenen Galatasaray – Real Madrid maçlarının iki hafta üst üste dizinin 2. ve 3. bölümünün yayınlandığı güne denk gelmesi ister istemez izleyicinin diziden kopmasına neden oldu. Dizinin son 45 dakikasına denk gelen maç yayını, dizide heyecanın tavan yaptığı o son dakikalarda izleyici artışını imkansız hale getirdi.
Öyle ki dizi reytingleri 2, share ile 4-5 civarında ilerliyor şimdilerde ki bu pek hoş değil, hangi kanalda olursa olsun 4 reytingin altında olan işlerin geleceği biraz karanlık görünüyor.
Elbette Galatasaray’ın başarılı bir grafik çizmesi istenirdi ancak şimdiki duruma baktığımızda GS biraz daha Şampiyonlar Ligi macerasına devam etseydi Bir Aşk Hikayesi dizisi geleceğinden hepten umudu kesecektim. Dizinin bu hafta 4. bölümü yayınlanacak, umarım gerekli sıçramanın yapılması için çok geç kalınmamıştır da bu hafta dizi biraz olsun belini doğrultur.
Maşallah dediğim dizinin 3 bölüm sürdüğü, ekranda vasatın da altında birçok dizinin yayın hayatını sürdürdüğü günümüz TV dünyasında bitmesi beni üzecek işlerden Bir Aşk Hikayesi… Ama yazmadan da olmaz dizinin en büyük handikapının Yamaç Telli (Tolga) olduğunu, o rolde daha maskülen biri olsa dizinin daha çok ilgi çekeceğini düşünüyorum. Halihazırda şarkıcı da olan Erdem Yener aklıma gelen ilk isim ve bence Tolga rolüne biçilmiş kaftan.
Seçkin Özdemir ne kadar rolüne “cuk” oturmuş görünüyorsa Yamaç Telli bir o kadar eğreti bir popstar. Ya o karakter biraz daha maskülenleştirilsin ki genç kadın izleyicilerin ilgisi artsın ya da bu iş bu başrolle yaş benden söylemesi…