Türk karakterlerin gözü ecnebi hatunlarda*

Çizgi romanlarla başlayan ardından sinema filmlerinde karşımıza çıkan “yabancı kadın” fantezisi şimdilerde dizilerde yeniden ve yeniden üretiliyor. Hiç düşündünüz mü, Kara Murat gibi kahramanlık hikayelerinde gördüğümüz yabancı kadınların “gönlünü hoş eden”, “yatağını şenlendiren” karakterlerin muadili olabilir mi acaba günümüz dizi karakterleri?

 

Özellikle kahramanlık gösterisinin olduğu dizilerde bu örneklerin görülmesi de tesadüf olmamalı. Zaten bir çizgi roman uyarlaması olan Ustura Kemal’in yanı sıra Veda dizisinde de aynı örgüyü görüyoruz. Ustura Kemal’in güzel Rum hatunu, Veda’da Maliye Nazırı Mehmet Reşat’ın (Mehmet Aslantuğ) aklını başından alan Eirene karakteri ve iki beyefendinin de bu kadınlara olan ilgisi yabancı kadın fantezimizin yeni bir izdüşümü gibi… Aynen geçtiğimiz sezon Muhteşem Yüzyıl’da yabancı temsili olan ve rehin tutulan İsabella’nın Sultan’a aşkı gibi yabancı kadınlar karşı koyamıyor civan Türk erkeklerine.

 

Osmanlı’da gayrimüslim kadınların eğlence hayatında kimliklerimden ötürü cinselleştirilerek arzu nesnesi haline getirildikleri malum, cinselliğin erkek egemen bir aktivite olduğu varsayımıyla, nostaljik öykülerimizde bu birliktelikler bir anlamda fethi simgelemiyor mu? Kadın bedeninin nesneleşmesinin yanı sıra bu tür eserlerde kadının bir grubu temsiliyeti söz konusu olamaz mı?

 

Eğer benim aklımı kurcalayan bu soruların yanıtı olumluysa alt metin fanteziden çok daha ileri gidiyor değil mi? Bunu bir düşünün derim…

 

*Üretilen alt metnin dilinle bir başlık atmak istediğim için böyle bir ifade seçtim aman terimlerde hassasiyet göstermediğim sanılmasın.