Evlerden Biri’ne el sallarken…

İlginç bir tesadüfle yakın aralıklarla iki diziye elveda diyoruz… Orhan Kemal’in eserlerinden uyarlanan Kötü Yol’un da Evlerden Biri dizisinin de biteceği haberlerini aldık. Hatırlarsınız Evlerden Biri, Annem Uyurken’in sonunu getirmiş, Kötü Yol kış sezonuna varmadan birçok dizinin yayın gününün değişmesine neden olmuştu. Ancak yaz süresince fark yaratan iki dizi de kış sezonunun iddialı işleri arasında uzun vadede varlık gösteremedi. Her ne kadar Kötü Yol’un bitme nedenleri kısmen farklı olsa, Evlerden Biri dizisinin maziye gömülmesinde Star tv’nin sürekli gün değişikliği, maç yayınları nedeniyle izleyiciden kopması asıl neden sayılsa da, dizi başlarken yazdığım yazı üzerinden bir veda kaleme almayı uygun görüyorum. 

Oyuncular için iyi referans

İlk yazıda Ceyda Ateş’in inandırıcılıkta sorun yaşayacağını yazmıştım, sonuç öngörüldüğü gibi oldu. Öyle ki, Nursel gözümde Ceyda Ateş ile eşleşmedi ve bubu ispatlarcasına Adını Feriha Koydum’da Hande rolünü iyi kotaran oyuncunun dizi biter bitmez eski kötü kadın rolüne geri döndüğü konuşulmaya başladı.

“İlk intiba Özgür Çevik’in bu karakteri taşıyabileceğini düşündürüyor bana, ancak ne kadar “çirkinlik kompleksi” gerçekçi olabilir ondan emin değilim. Özgür Çevik eli yüzü düzgün oyunculardan biri olduğu için bu rolü kotarırsa fark yaratacaktır haberiniz ola…” yazmıştım o yazıda. Sonuç için Ekşi Sözlük’ü açıp bakmanız yeterli. İzleyici oyunculuğunu Erdal Özyağcılar ile kıyaslıyor genç oyuncunun… Özgür Çevik bu işin altından ustalıkla kalktı. Dizinin benim öngöremediğim yıldızı ise Mehtap Bayri oldu. Her iki oyuncu da çok kısa sürede iyi projelerle yeniden ekranda olacak şimdiden belli…

Evlerden Biri’nde yalnızca bir aile çözülmesi değil, maddiyat üzerine kurulu bir ailenin sınıf bilincinden yoksun üyelerinin düzen içinde “köşeyi dönme” çabasının da ekrana taşınacağını yazmıştım. Ancak dizi bir süre sonra reyting kaygısıyla aşk çıkmazına evrildi, dizinin benim beklentim içinde en büyük handikapı da bu oldu. Beklediğim mülkiyet tartışması çok çok gerilerde kaldı. Öyle olsa tutar mıydı derseniz, kanalın düzensiz yayın akışında öyle de olsa tutmazdı ama benim aklımda daha “efsanevi” bir iş olarak kalıp ancak 6. bölümde ekrana veda ederdi.

Sonuçta Evlerden Biri, 13 bölüm sürmüş ve birçok oyuncuya yeni kapılar açacak iyi bir referans olarak geride kaldı. Teşekkürler Koliba Film…

Not: Diziye duyduğum “özel” ilginin nedenini soranlara da hayranlıkla okuduğum kitabına göz gezdirmelerini tavsiye ederim. Bu işin kitaptaki formatıyla ekranda tutmasını çok isterdim, maalesef olmadı…

Kutsal aile yapısının çözüldüğü bir dizi daha: Evlerden Biri

Evlerden biri dizisinin tanıtımları dönmeye başladı. Orhan Kemal’in romanından uyarlanan aşk hikayesi ve aile dramının içiçe geçtiği hikayede alt metni kuvvenli karakterler dikkat çekiyor. Senaryo halini görmediğim, ilk bölümünü izlemediğim için dizi üzerinden yorum yapamasam da kitap üzerinden tahminlerimi ve ilk izlenimimi paylaşmak için erken olmadığını düşünüyorum.
Dizide Özgür Çevik’in canlandırdığı karakter kompleksleri olan, öfke krizleri yaşayan, kendini çirkin bulan ve mahallenin alay konusu olduğuna inanan İskender olacak, Ceyda Ateş’in canlandırdığı Nursen ise ailenin hem babası hem de iki kardeşinin (İskender ve Erdal) aşık olduğu mahallenin güzel kadını rolünde. Kitap üzerinden gidersek Ceyda Ateş’in annesinin de Özgür Çevik’in küçük kardeşine (Erdal) tutulduğunu söylemeden geçmemek lazım. Bu aşk dörtgen ve üçgenlerinin içinde dizi sürüp gidecek.

Birinci nokta casting:

İlk bölümden belli olacağı için çok da spoiler etkisi yaratmayacak bu bilgilendirmenin ardından cast üstünden biraz yorum yapmak istiyorum.
Ceyda Ateş, magazin camiasında güzelliğinden ziyade seksiliği ve şuh duruşuyla isim yapmış bir oyuncu. İmaj değiştiren, kilo alan ve saç rengini koyulaştıran Ateş’in o seksi havayı bu dizide taşımadığı aşikar, ancak herkesi kendine aşık edecek güzellikte bir kadın olup olmadığı da aynı derecede yeni imajla beraber tartışılacak bir konuyu gündeme taşıyor. Oyunculukla bu açık kapatılabilir tabi, ilk bölümü izlemeden konuşmak anlamsız ama risk var o kesin.
Gelelim Özgür Çevik’e… Yabancı Damat, Mazi Kalbimde Yaradır, Gece Sesleri gibi dizilerde izlediğimiz Çevik daha önce böyle bir karakter canlandırmadı. Fragmanda gösterilen imaj kitapta anlatılan o özgüvensiz duruşu tamamlıyor, düşük omuzlar, çizgili kıyafet, yumruk sıkan bir adam bize İskender’i betimliyor. İlk intiba Özgür Çevik’in bu karakteri taşıyabileceğini düşündürüyor bana, ancak ne kadar “çirkinlik kompleksi” gerçekçi olabilir ondan emin değilim. Özgür Çevik eli yüzü düzgün oyunculardan biri olduğu için bu rolü kotarırsa fark yaratacaktır haberiniz ola…
Üvey Baba türevi ikinci bir rolle ekrana gelecek Şemsi İnkaya’nın ise başroldeki iki oyuncunun aksine gerçeklik sorunu yaşamayacağı belli, zaten akıllarda “ürkütücü baba” figürüyle yer etmişti zamanında. Mehtap Bayrı ise daha önce Şen Yuva’da dekoltesiyle apartmanın gözdesi “abla”yı canlandırdığı için onun da göze batacak bir sorun olmadığını söyleyebilirim.
Beş kişilik ailenin altıncı üyesi EV
Dizinin alternatif oluşturacak unsurlarından biri annenin(Mehtap Bayrı) genç erkeğe (Erdal), babanın (Şemsi İnkaya) genç kıza (Nursen) aşkı olacak olması. Bu, tartışma çıkararak, köşelerde yer edecek bir konu söylemedi demeyin. Hatta mahallelinin bu gözü dışarda anne figürüne muhtemelen aşağılayıcı bakışları dizide “kadın” tanımlamasını derinlemesine yorumlatacak biz eleştirmenlere.
Ailenin oğulları arasındaki profil farkı ilk bakışta Kuzey Güney’i anımsatsa da aile içindeki mülkiyet kavgaları muhtemelen dizinin ayrıştırıcı unsuru olacak. Dizinin gizli aktörü ikramiyeyle alınan ve ailenin her ferdi için başka bir anlam taşıyan ev adeta özneleşecek gibi görünüyor. Evlerden Biri’nde yalnızca bir aile çözülmesi değil,maddiyat üzerine kurulu bir ailenin sınıf bilincinden yoksun üyelerinin düzen içinde “köşeyi dönme” çabası da ekrana taşınacak.
Bence, uyarlama birçok dizinin ekrana geldiği ve kısa sürede yayına veda ettiği günümüzde “Evlerden Biri” başarılı bir iş olabilir… Eğer Orhan Kemal’in gerçekçi üslubuyla ekrana taşınabilir, bu sosyal çatışmaları da aşk hikayesi kadar görünür şekilde merkeze oturtursa sıradan bir aile hikayesinden çok daha fazlasıyla izleyiciyi kendine bağlayabilir. Ancak dediğim gibi uyarlama olan her işin tutmadığı gerçeğinin unutulmaması ve sosyal yapının iyi analiz edilmesi şartıyla!