Gecenin Kraliçesi ile ekranda olan Deniz Celiloğlu ile Dipnot Tablet Dergi için uzun uzun söyleştik… Röportajın anahtar kelimeleri ile Deniz kimdir derseniz: Permakültür meraklısı, tam bir mutfaksever, her daim sevgilisi olan, insanoğlunun yalnızlığını dert edinen, müzikle uğraşmaktan keyif alan başarılı bir oyuncu o… Oyunculukla ruhunu tedavi eden, tiyatro sahnesini de ihmal etmeyen, kendi deyimiyle “analog” yaşayan biri… Daha yakından tanımak isterseniz sizi aşağıdaki açıksözlü satırlara davet ediyorum.
Kimliğini en çok göçmenlik üzerinden tanımladığını düşündüm röportajlarını okurken… Kimlikler yaraların olduğu yerlerde oluşur denir. Sen nasıl yaralandın?
Aidiyetsizlik. Bir göçmenin en belirgin ve baskın olarak hissettiği duygu budur. Ben gerçi 3 yaşımdaydım Türkiye’ye geldiğimde, yazlar dışında burada büyüdüm, okula burada gittim. Fakat benim burada bir geçmişim yoktu, akrabalarım, kuzenlerim, başkaları gibi yazlarımı geçirdiğim yazlık arkadaşlarım olmadı. Kişi geleceğini geçmişi üzerine kurar. Benim geçmişim yoktu bu ülkede, geleceğimi kurarken de biraz el yordamıyla daha çok hayal gücüyle geldim üstesinden. Büyük ihtimalle beni oyunculuğa iten şey de bu oldu.
Nasıl bir yönelim bu biraz daha açar mısın?
Ben bütün ilk gençliğimi bu duygu ve yaşamıma etkileriyle boğuşarak geçirdim. Karakterini yaratma aşamasında herkesin hayatta bir takım sınavları oluyor. Ya o sınavlardan geçip saglıklı bir kişilik olusturuyorsun, ya da kalıp bütün bir hayat ceremesini çekiyorsun. Benimki de buydu. Aidiyet. Oyunculuk okumam bu anlamda en büyük yardımcım oldu. Kendini en karanlık ve en mahrem kuytu köşelerine kadar tanımadan, bilmeden bir başkası olmanız imkansız. Aslında bir şekilde iyi oyuncu olmak için çabalarken, ruhumu ve kişiliğimi de tedavi etmiş oldum.
“Bütün bu oyunculuk serüveninde benim için tanrı senarist.” demişsin, Türkiye’de kimin yazdığı bir eserde rol almak istersin?
Keşke Fatih Akın olsa, fakat artık sinema bile yapmıyor sanıyorum. Yavuz Turgul çok güçlü bir hikaye anlatıcısı, çok inandırıcı. Semih Kaplanoğlu’nu takip ediyorum son zamanlarda, Berkun Oya’ya değişik bir hayranlığım var. Kafasını çok seviyorum. Özellikle tiyatroda… Fakat televizyonda bu işi en iyi yapan isim Meral Okay’dı, Onunla çalışabilmeyi çok isterdim.
Okumaya devam et Deniz Celiloğlu Röportaj | Deniz Celiloğlu Röportajı