Engin Günaydın’lı Monk uyarlaması: Kaçık Dahi

Son sezonlarda yerli uyarlamaların arttığı ekranlarımızda yapım çalışmaları süren yeni bir dizi de Monk… Yani Kaçık Dahi… Başrollerini Engin Günaydın ve Algı Eke’nin paylaşacağı dizinin orijinali üzerinden kısa bir analizle beklentilerinizi yönlendirmek istiyorum. Geçtiğimiz yıllarda izlediğim diziye daha önce birkaç yazımda değinmiştim hatırlarsınız. O zamanlar yerli uyarlamanın yapılacağından bihaberdim tabii. Öncelikle dizi Monk doğal olarak Kaçık Dahi dizisi hakkında genel bilgilerle başlayalım.

Obsesif olan karakterin ipuçlarını birleştirerek polise yardımcı olduğu ve olayları dikkati sayesinde çözdüğü bir dizi Monk. Adrian Monk adlı baş karakterimiz eşi öldürüldükten sonra takıntı edinen eski bir polis dedektifi olarak, takıntıları nedeniyle kovulduğu büroya geri dönebilmek için kendini ispat çabasında… Eşinin kurban edildiği cinayeti çözmek en büyük amacı olan Monk, emniyete yardımcı olarak dedektiflik yapar, en büyük destekçisi hatta tek yardımcısı ise hemşiresi olan Sharona Fleming’dir. Kendisi oğluyla beraber yaşayan, sarışın ve amiyane tabirle evlilik meraklısı bir karakterdir Sharona… Monk’u rahatlatabilen ve ona söz geçirebilen tek karakterdir aynı zamanda ve deli dolu halleriyle diziye renk katar. Tabi dizide Monk’un yakın arkadaşı  Leland Stottlemeyer ve teğmen Randall “Randy” Disher’ı da unutmamak gerek. Böyle küçük bir kadro içinde geçer dizi…

Bu kadar genel bilginin ardından biraz yoruma geçelim… Engin Günaydın’ın canlandıracağı Monk’un fobilerle ve takıntılarla dolu günlük hayatı izleyiciyi çekecek diye düşünüyorum. Her ne kadar diziyi izlerken Burhan Altıntop ile olan anılarımızın aklımıza geleceğinden endişe duysam da Günaydın bence çok doğru bir seçim. Zira Monk’un portresi için alternatif bir isim daha belirmiyor aklımda.

Algı Eke’ye gelirsek… Sempatik bulduğum ancak oynadığı tüm dizilerde aynı karakterin göç etmiş versiyonlarıyla ekrana geldiğini düşündüğüm oyuncu, bu dizide fettan yardımcıyı oynayacak. Baba Ocağı ve Dürüye’nin Güğümleri dizilerinde Ege, Annem Uyurken’de ise “Almancı” ağzıyla konuşan oyuncuyu ilk kez İstanbul ağzıyla konuşurken göreceğiz. Komediyi kotarabilecek enerjiye sahip olan Algı Eke rolün altından kalkar ancak öncekilerden ne kadar farklı olur, her sahnede o meşhur göz devirmeleri izlemeye devam eder miyiz şüphem var.

Uyarlama demişken casting kadar senaryoda önemli, örneğin Monk’un karısına olan aşkının dramatize edilmesi dizinin sihrini bozacak en büyük hata olur herhalde… Türkiye uyarlamalarında sıkça gördüğümüz bu damardan acı zerki (hatırlarsınız Umutsuz Ev Kadınları’nda Songül Öden gelinlikle koşarken arkadan “Oy Gelin” türküsü çalıyordu) umarım Monk’ta da denenmez. Dizinin naifliği ve izleyiciyi sıkmadan polisiye hikayelere komedi katarak farklı bir üsluba sahip olması da hep bu dozbilirliğin sonucu… Gerçi Barış Pirhasan gibi usta bir yönetmen ve senaristin kalemi söz konusu olunca endişelerim yersiz de çıkabilir ama hazırlık aşamasında bu önerinin kulağa yerleşmesinde fayda var.

Emin olduğum ise Monk’un episodik dizi eksiği olan Türkiye televizyonları için taze bir kan olacağı… Her bölümde bir cinayetin çözüleceği dizi, iyi uyarlanırsa orijinali gibi pekçok ödülü toplar ve uzun süre devam eder ve tam bir hafta sonu dizisi olur (yayın gününü bilmiyorum ama bence hafta sonu seçilmeli) ancak adının konuşulduğu gibi “Kaçık Dahi” olmaması şartıyla… Obsesyon gibi türevlerini pekçok kişide gördüğümüz bir rahatsızlık için “kaçık” tamlaması birkaç numara büyük duruyor. “Tuhaf Dedektif” gibi bir isim bile daha uygun geliyor şu an bana, tabii karar yapımcı ve kanala ait.